Bu makale, reklamın “satma” işlevinin yanında toplumsal ilişkilerle ilgili işlevlere de sahip olduğu varsayımından hareketle, hibrit otomobil reklamlarının ne tür toplumsal işlevleri olduğunu ve bu reklamlardaki anlamlama dizgelerinin işleyişini araştırmaktadır. Çalışmanın amacı, hibrit motor teknolojisini kullanan otomobil reklamlarında doğaya/çevreye, insan ilişkilerine dair yaygın “mit”lerin nasıl kullanıldığını, özellikle çevreye, bilime/teknolojiye ve toplumsal cinsiyete ilişkin ne tür yaklaşımların geliştirildiğini göstermektir. Bunun için, Toyota hibrit otomobillerle ilgili iki televizyon reklamı örneklem alınmıştır. Seçilen iki reklam filminin görüntü, ses ve metinleri Barthes’ın göstergebilimsel yaklaşımı çerçevesinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Çalışma, reklamlarda aile/toplumsal cinsiyet, çevre/doğa ve bilim/teknoloji ile ilgili ideolojik pratiklerin ne denli etkili olduğunu ortaya koymuştur. Reklamlarda, doğayı kirletme endişesi ve suçluluk duygusu çevreye duyulan ilgiyle yer değiştirmektedir. ile maskelenmekte, çevre sorunlarının çözümü konusunda doğayla uyumlu olduğu iddia edilen bir nesnenin tüketilmesi önerilmektedir. Böylece izleyiciler tüketiciler olarak inşa edilmekte ve ürünlerden doğallaştırılmaktadır. Ayrıca incelenen reklamlar, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayanan ve erkeğin çıkarlarına hizmet eden toplumsal ilişkileri yeniden üretmektedir
This essay rests upon the assumption that advertisements do not have only the function of promoting sales, but also serve some other social functions. Focusing on the television advertisements on hybrid cars, it looks into what functions regarding social relationships they perform and examines the signification systems encountered therein. The aim of the study is to demonstrate how some widespread myths concerning nature/environment and intimate relationships are deployed in these advertisements and how they intermingle with particular conceptions advertisements about Toyota hybrid cars are taken as the cases to be studied. Their audiovisual and textual aspects are analyzed in terms of Barthes’s semiotic approach. The study shows to what extent certain ideological constructs concerning nature/environment, family/gender and science/technology are embedded in these advertisements. They aim to replace the anxiety and the sense of guilt about causing environmental pollution by an environmental concern among the viewers. Thus, they disguise the negative effects of capitalism on environment/nature by greenwashing, while promoting the use of a product which is presented as compatible with nature for helping solve some environmental problems. Moreover, the viewers are constructed as consumers while the advertisements underscore the pleasure of using the product, thus normalizing and naturalizing the consumer culture. They also reproduce the social relationships which rest upon gender discrimination and serve the masculine domination
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 26 Issue: 1 |