Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi, uzun yıllardır hedeflerine ulaşmak için hazırlık yapan Rum ve Ermeni gibi azınlıklar tarafından fırsat olarak görülmüştür. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından hemen sonra Rum ve Ermeniler İtilaf Devletleri’nden de aldıkları destekle harekete geçerek Türklere karşı terör, baskı ve yıldırma faaliyetleri içine girmiştir. İtilaf Devletleri de yapmış oldukları gizli paylaşım anlaşmaları çerçevesinde Türkiye topraklarında işgal faaliyetlerine başlamıştır. Bu kargaşa durumu ülkede asayişin bozulmasına sebep olmuştur. Gelişmeler karşısında çaresizlik içinde bulunan padişah ve hükümet bir taraftan İngilizlerin himayesini temin etmeye çalışırken bir taraftan da asayiş sorununa çözüm aramaya başlamıştır. Unsurlar arasındaki sorunları çözmek ve hükümetin otoritesini yeniden ülkede hakim kılmak amacıyla Anadolu ve Trakya’ya nasihat heyetleri gönderilmiştir. Anadolu’ya Şehzade Abdürrahim, Trakya’ya ise Şehzade Cemalettin Efendi başkanlığında gönderilen heyetlerde özellikle Rum ve Ermeni üyelere de yer verilmiştir. Heyetler ziyaret ettikleri yerlerde halka barış ve sükûn teskin eden padişah beyannamesini okumuştur. Ancak heyetlerin ziyaretlerinden hükümet beklediği sonucu elde edememiştir. Hatta tam aksine hükümetin bu girişimini acziyet olarak gören azınlıklar saldırılarını daha da şiddetlendirmiştir.
The fact that the Ottoman Empire lost the First World War was considered as an opportunity by minorities such as Greek and Armenian groups. Immediately after Mudras Armistice Greek and Armenians behaved against Turks in an oppressing, intimidating manner with the support of Allied Powers. Moreover, Allied Powers started to occupy Turkish lands according to the secret agreements among themselves. This situation of chaos caused the public order to be destroyed. Upon developments sultan and the government being in despair were trying to ensure English auspice on one hand and started to seek solutions to the public order problem on the other hand. Advice committees were sent to Anatolia and Thrace in order to solve the public order problems and make government authority dominant again. Rum and Armenian members also took part in these advice committees led by Prince Abdurrahim to Anatolia and Prince Cemalettin to Thrace. The committees read Sultan’s declaration giving a sense of peace and calm wherever they went. However, the government couldn’t get the expected result. Conversely, minority groups increased their attacks having seen government’s these efforts as weakness.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | February 20, 2016 |
Submission Date | February 20, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 6 Issue: 1 |
İletişim
Telefon Numarası: +90 0318 357 35 92
Faks Numarası: +90 0318 357 35 97
e-mail: sbd@kku.edu.tr
Posta Adresi: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Merkez Yerleşke, 71450, Yahşihan-KIRIKKALE