Abstract
Amaç: Tiroid kanseri çocukluk çağında nadir görülür, ancak en yaygın endokrin malignitelerinden birisidir. Uygulanan tedavi ve takip yöntemleri, yetişkin tiroid kanseri tedavisindeki yöntemlerin dozları azaltılıp uygulanmış halidir, ancak bu durum çocuk hastaların tedavi ve takiplerinde uygun bir yöntem değildir.
Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Dışkapı Çocuk Hematoloji Onkoloji Hastanesi, çocuk endokrin polikliniğinde, 2014-2019 yılları arasında tiroid kanseri tanısı alan ve bu tanı ile takip edilmekte olan olgular sunuldu. Beş yıllık süre boyunca polikliniğe başvuran 18 yaş altı tiroid kanseri tanısı almış olguların; yaş, cinsiyet, geliş şikayetleri, klinik bulguları, risk faktörleri, laboratuvar bulguları ve tedavi yöntemleri hasta dosyalarından geriye dönük tarandı.
Bulgular: Tiroid kanseri nedeni ile yeni tanı alan ve takip edilmekte olan 11 olgu ile ilgili veriler tek bir merkezden toplandı. Hastaların ortalama tanı yaşı 13 yaş 8 ay idi. En küçük olgu 4 yaş 3 ay, en büyük olgu ise 17 yaşındaydı. Olguların sekizi kız, üçü erkekti. Olguların en sık başvuru şikayeti boyunda şişlikdi. Sadece bir olgu prepubertal dönemde tanı almıştı. Onbir olgunun ikisinde foliküler kanser, dokuzunda ise papiller kanser saptandı. Olguların en uzun izlem süresi 7 yıl, tüm olguların ortalama izlem süresi ise 3 yıl 1 aydı. İki olgu yeni tanı olup henüz izlemleri yapılamadı.
Sonuç: Bu çalışmada literatürle uyumlu olarak en sık histopatolojik alt tipin %81.8 oranında papiller tiroid kanseri olduğu ve kız çocuklarında %72.7 oranında görüldüğü tespit edildi. Ancak olgularda özellikle cerrrahi açıdan aynı tedavi protokolunun uygulanmadığı görüldü. Çocuk hastalarda tiroid kanserinin etiyolojisinin, oluşum mekanizmasının ve tedavi stratejilerinin daha iyi anlaşılması, bu vakaların tedavisinin kişiselleştirilmesini ve tedavi yönetiminin kolaylaştırılmasını sağlayacak, gereksiz aşırı tedavi önlenecek ve böylece hastalığa bağlı ölüm ve morbidite azalacaktır. Ancak bu çalışmada tedavinin kişiselleştirilmesini önerebilecek yeterli hasta sayısı ve en önemlisi yeterli izlem süresi yoktur. Bunun sağlanabilmesi daha çok hasta içeren ve daha uzun izlem süresi olan başka çalışmalar ile mümkün olacaktır.