Osmanlı ve Safevi Devleti arasında 1555’te yapılan Amasya Anlaşması sonucunda senelerce devam eden mücadeleden sonra iki ülkede de barış ve sakinlik hâkim oldu. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, padişahın iktidar ve siyaseti sonucunda Osmanlı İmparatorluğu tüm alanlarda güçlü ve dönemin büyük kudretleriyle rekabet edebilecek durumdaydı. Öte yandan komşu ülkede küçük yaşta hükümdar olan Şah I. Tahmasb naiplerin güç yarışması ortamında tahta çıktı. Sultan Süleyman Tahmasb’la ilişkilerinde babasının politikasını sürdürmekteydi, halbuki Tahmasb bu kudretli padişahla mukabele edemeyeceğini bilerek hiç onun karşısına çıkmamaya çalışıyordu. Birbirine komşu olan bu topraklarda hüküm süren iki hükümdar, iyi birer kılıç erbabı oldukları gibi iyi birer kalem erbabı da sayılırlardı. Savaş meydanlarında muharebenin bitmesiyle Tahmasb ele geçen fırsattan yararlanarak Sultan Süleyman’a Süleymaniye Cami’nin ihtidamı münasebetiyle bir meveddet mektubu yazmıştır. Bu çalışmamızda Kanuni Sultan Süleyman ve Şah I. Tahmasb arasındaki ilişkilerde savaş ve Safevi topraklarına yapılan seferlerden ziyade dostluğa dayanan münasebetler üzerinde durulmuştur. Bu dostluğun habercisi olan Şah Tahmasb’ın gönderdiği mektubu Mecme’ul İnşa ve Münşeat-ı Selatin eserlerinden kıyasladık.
The Amasya agreement between the Ottoman and Safavid States in 1555 brought peace and tranquility that prevailed in both countries after years of struggle. During the reign of Sultan Suleiman the magnificent, the Ottoman Empire was strong and able to compete with the great powers of the period for his strong power and politics. On the other hand, Shah I. Tahmasp, the ruler of the early age in the neighboring country, came to the throne in the power contest of the regent. Sultan Suleiman continued his father's policy in his relations with Tahmasp, but Tahmasp never stood before him knowing that he would not be able to compare to this powerful Sultan. The two rulers, who ruled in the lands adjacent to each other, were considered as good men of swords as well as good men of pens. With the end of the battle on the battlefields, Tahmasp took advantage to write a letter to Suleiman the Magnificent on the occasion of Suleimaniye Mosque. In this study, relations between Suleiman the Magnificent and Shah I. Tahmasp were focused on the relations based on friendship rather than war and campaigns to the Safavid lands. We have compared the letter sent by Shah Tahmasp, the forerunner of this friendship, to the works of Mecme’ul İnşave Münşeat-ı Selatin.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Library and Information Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |