İslam öncesi Türk kültüründe kadının önemli bir yeri vardır. Bu durum, daha çok Türklerin bozkırdaki göçebe veya yarı göçebe yaşam tarzıyla ilgilidir. Bozkırın zorlu yaşam şartları ve insanın doğaya karşı güçlü olma zorunluluğu, kadını da erkek gibi değerli kılar. Dolayısıyla, bu kültürdeki kadın; erkek gibi güçlü, mücadeleci ve sosyal hayatta aktif konumdadır. Yaşam tarzı ve inanç konusunda meydana gelen değişim, kadının konumunu da tamamen değiştirmiştir.
İslam dini ve Fars kültürü etkisinde gelişen Klasik Osmanlı Şiiri kadına mesafelidir. Çünkü İslam toplumlarında, belli bir kadını konu yapmak hoş karşılanmaz. Dolayısıyla, bu edebi gelenek, genellikle cinsiyetin belli olmadığı androjen bir yapıdadır. Cinsiyet fark etmeksizin şiire konu olan güzel, edebi geleneğin klişe kalıplarıyla tasvir edilir. Kadın cinsiyetinin özellikle belirtildiği az sayıdaki şiirde ise daha çok olumsuz nitelemelere vurgu yapılır. Ama mesneviler ise çoğunlukla farklı kültürlere ait olduğu için kadına bakış açısı değişkenlik gösterir.
Bu çalışmada İslam öncesi Türk kültürü kadınına kısaca değineceğiz. Ardından Klasik Osmanlı Edebiyatının altın çağı kabul edilen 16.yüzyıla ait, farklı kültürlerden alınan mesnevilerin kadın kahramanlarını karşılaştıracağız. Son olarak diğer nazım şekillerinden birkaç örnekle, kadına bakış açısını genel olarak değerlendireceğiz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |