Bülbül kelimesinin aslı Farsça olup sonradan
Arapçaya da geçmiştir. Divan şiirinde bülbül kavramını karşılayan birçok kelime
yer alır. Bülbül, Doğu edebiyatlarında önemli bir yere sahip olduğu gibi dünya
edebiyatlarında da kendine yer bulmuştur. Güllerin açtığı bahar aylarında daha
kuvvetli öttüğü için bülbül ile gül arasında hayali bir aşk ilişkisinin olduğu
kabul edilmiştir. Bu hâliyle bülbülün âşık, gülün de maşuk olduğu hayal edilir
ve ikisi arasındaki bu ilişki mecazi aşk olarak görülür. Gül ile bülbül
arasındaki ilişki, edebiyatımızda Fars edebiyatının etkisiyle XIII. yüzyıldan
itibaren bağımsız bir şekilde ele alınmaya başlanmıştır.
Tabiatla iç içe toplumların edebiyatlarında doğaya ait tasvirlerin
genişliğinden söz edilebilir. Divan şiiri de tabiattan olabildiğince
yararlanmış, doğaya ait hususları şiire konu etmiş, imgeler yapmıştır. Şairler
kendi soyut duygularını ifade etmek için doğadaki somut nesnelere yönelir. Bu
bağlamda “bülbül” divan şairi için vazgeçilmez bir imgelem/çağrışım alanı
oluşturmuştur. Nitekim sadece Doğu’da değil, Batı edebiyatında da bülbül ile
ilgili metaforların kullanıldığı görülür. Bu bakımdan, Divan şiirinin tesisinde
önemli bir rol oynayan Necati Bey Divanı’ndaki bülbül ile alakalı
şiirler incelendi. Edebiyatımızın önemli kavramlardan biri olan bülbülün bir
divanda etraflıca ele alınması, divan şiirinde yerini tespit konusunda yapılacak
çalışma/çalışmalara malzeme sağlayacak, şairlerimizin bülbüle bakışını gözler
önüne serecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2019 |
Gönderilme Tarihi | 24 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |