Türk edebiyatında ilk dönemlerde sözlü anlatım biçimlerinin örnekleri olarak karşımıza çıkan destan, efsane, masal ve hikâye gibi edebî türlerden bazıları, sonraki dönemlerde yazılı forma kavuşarak günümüze kadar ulaşmıştır. Sözlü ve yazılı olarak ele alınan bu eserler, meddah, müellif veya müstensihler vasıtasıyla nesilden nesile aktarılmıştır. Daha çok din, tarih, ahlak, gelenek ve sosyal hayatı anlatma ve öğretme gayretiyle oluşturulan bu eserler, geniş bir kitleye hitap ettiği için olabildiğince sade bir üslupla anlatılmıştır/yazılmıştır. Öğreticiliğinin yanı sıra edebî zevke de hitap eden bu eserler, bir bakıma bağlı bulunduğu topluluğun kültür belleği konumundadır.Bu eserler arasında yer alan hikâyeler, içeriğine ve işleniş amacına uygun olarak gazavat-nâme, menakıb-nâme veya genel anlamda hikâye başlıklarını alır. Asırlardan beri anlatılagelen bu hikâyeler, tarihî olay ve şahsiyetleri konu edindiği gibi tamamen hayalî olay ve kahramanlar etrafında gelişen çeşitli kurgulardan da oluşur. Bu bağlamda, anlatılan veya kaleme alınan Dede Korkut, Dânişmend-nâme, Saltuk-nâme, Hamza-nâme, Battal Gâzî, Kıssa-i Seyyid Cüneyd ve Reşîde-i Arab, Hikâye-i Kesikbaş, Hikâye-i Gögercin, Ceng-nâmeler, Pend-nâmeler, Kırk Vezir Hikâyeleri gibi daha pek çok hikâye kültürün aktarılmasında etkin bir rol üstlenir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yayın Değerlendirme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |