Arap şiirinde bedensel aşkın, kadınlarla yarenliğin ve onlarla yaşanılan aşk maceralarının anlatıldığı duygular, Cahiliye döneminde yazılan kaside nesiplerinde yer almıştır. Bu nesiplerde dillendirilen aşk maceraları bazen estetik kaygı bazen uçarı söylemle ifade edilmiştir. Gerçek sevgiliyle yaşanılan duygular estetik, bu sevgilinin dışında kalanlarla zevke dayalı duyguların paylaşıldığı, günü birlik kaçamakların yaşandığı duygular ise uçarı söylemle dile getirildi. İkinci kısım sevgililer, şâhid-i bâzâr kavramıyla şiirler de yer almasa da tematik olarak şâhid-i bâzar veya zen-i bâzâr yani orta malı güzeller olan sevgililerdir. Bu sevgililer cinsiyet olarak cariyedir. Abbasîler döneminde cariyelere gulamlar da eklenerek şâhid-i bâzârın cinsiyeti belirli hale gelmiştir. Cariye ve gulamın çeşitli milletlerden oluşması da bunların tek bir ırk veya millete ait olmadığını gösterir. Bu durum, Fars şiirinde de aynen benimsendi. Fars şiirinde, şâhid-i bâzâr olan cariye; yerine kenîzeye, gulam da “puser”, “kudek” ve “emred”e bıraktı. Bu isimler tasavvufun etkisiyle yerini “şâhid”e bırakarak androjen bir kişiliğe büründü. Fars şairleri, “şâhid” kelimesine, gerçek ve idealize edilmiş ve de ulaşılması zor olan sevgiliden ayırmak için “bâzâr” kelimesi ilave ederek, orta malı ve ulaşılması kolay olan sevgili/güzel anlamına gelen “şâhid-i bâzâr/pazar güzeli ” söylemini kullandılar. Böylece Cahiliye’den itibaren görülen bu orta malı sevgili, Fars şiirinin yanında Türk klasik şiirine müşterek kültürün ürünü olarak aktarıldı. Bu makalede şâhid-i bâzârın Arap, Fars ve Türk edebiyatındaki müştereklerinden hareketle klasik şiirdeki şâhid-i bâzâr olgusu anlatılmıştır.
Makalenin tashihini, dil ve anlatım kontrolünü yapan ve Klasik Türk şiirindeki şâhid-i bâzâr olgusu ile ilgili beyit, yorum ve katkıları ile makalenin son şeklini almasını sağlayan Dr. Erdem SEVİMLİ'ye teşekkür ederim.
The feelings of bodily love, intimacy with women, and love adventures with them in Arabic poetry were included in the nesîp (the part in which the depiction is made in the eulogy) of eulogies written in the jahiliyyah period (pre-Islamic age of ignorance). The love adventures expressed in these nesîps were sometimes expressed with aesthetic concerns and sometimes with rakish discourse. Feeling with a real lover was expressed aesthetically, and the feelings of pleasure-based one-day lewdness with those who are outside of this lover were expressed with rakish rhetoric. The second beloveds were not included in poems with the concept of Shahid-i Bazar, but thematically, they are beloveds who are Shahid-i Bazar or zen-i bazar, that is, prostitute beauties. These beloveds are concubines, namely women. Gulams were added to the concubines during the Abbasid period, and the gender of the shahid-i bâzâr has become certain. The fact that the concubine and the gulam are composed of various nationalities shows that they do not belong to a single race or nation. This situation was also adopted in Persian poetry. The concubine, who was Shahid-i Bazar in Persian poetry, was replaced by kenize, and Gulam by “puser”, “kudek” and “emred”. These names took on an androgynous personality, leaving their place to "shahid" under the influence of mysticism. Iranian poets added the word "bâzâr" to the word "shahid" in order to distinguish it from the real, idealized, and inaccessible lover, and used the term "shehid-i bazaar/bazaar beauty" meaning lover/beautiful. This lover is easy to reach and prostitute. Thus, this prostitute beloved, which has been seen since the ignorance period, was transferred to Turkish classical poetry as a product of common culture alongside Persian poetry. In this article, the phenomenon of shahid-i bâzâr in classical poetry is explained, based on the commons of shahid-i bazar in Arabic, Persian and Turkish literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2021 |
Submission Date | August 12, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 4 - PROF. DR. İ. ÇETİN DERDİYOK ARMAĞAN SAYISI |