Serbest çağrışım yöntemiyle hareket eden mitler, doğa güçleri ve doğaüstü varlıklarla ilgili yaşanıldığına inanılan olayları anlattığından toplumların dünya görüşü, kültür politikaları ve milli şuurlarını oluşturmada ehemmiyet taşırlar. Dünyanın oluşumunu sürekli tekrarlanan bir başlangıç olarak gören Grek toplumunda ilk kadın, Toprak ana Gaia’dır. Bir kadının doğum yapması ile topraktan çıkan bitkilerin sürekliliği dikkatlerini çekmiş ve ikisi arasında bir bağ kurarak Gaia’yı tanrısallaştırmışlardır. Grekler, Bronz çağı kabileleri tarafından işgal edildiğinde Gaia’ya dua ederek kurtulacaklarını düşünmüşlerdir. Yunan inanışında Zeus’un emriyle elinde kötülük saçan bir kâseyle yeryüzüne gönderilen ilk ölümlü kadın, Pandora’dır. Bu nedenle Grek inanışında kötülük ve Pandora beraber anılmaktadır.
Semitik toplumlar içerisinde varlığını devam ettiren Arap ve İbranilerin kutsal kitaplarında yaratılışla ilgili olarak birçok ortak mekanizmaların olduğunu görmekteyiz. Âdem ile Havva’nın yaratılışı hikâyesinde önce Âdem’in çamurdan yaratılması, kaburga kemiğinden de Havva’nın yaratılması motifi, yasak meyve, şeytanın kandırması sonucu cennetten kovuluşu ve dünyanın altı günde yaratılması hikâyesi ortaktır. Bu ortak motifler içerisinde Kur’an, Tevrat, Zebur ve İncil arasında farklılıkların olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılıklardan biri, Kur’an’da Âdem’den sonra yaratılan Havva’yla ilgili olarak, “Âdem’in kaburga kemiklerinden yaratılan eşi” denilmektedir. Diğer üç kitapta ise Havva ismi, sıkça geçmektedir. İkincisi, Kur’an’da bahsi geçen yasak meyvenin yaratılan ölümlüler arasında önce kimin yediği hakkında bilgiye rastlanılmamasıdır. Diğer üç kutsal kitapta ise önce Havva’nın yediği, sonrasında Âdem’e yedirdiği ve bu nedenle de dolayı cennetten kovuldukları anlatılmaktadır.
Türk mitolojisinde kadın algısı, Arap, İbrani ve Yunan anlatımlarının aksine dünyanın yaratılışına ilham veren Ak Ene ve yaratıldıktan sonra koruyucu iye olarak önemli rol üstlenen Umay Ana, olumlu özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Çalışmamızda en eski toplumlardan olan Arap, İbrani ve Yunanlıların evren ve insanın yaratılış mitlerinden günümüze kadar gelen kadın algısı incelenmiş, Türk mitolojisi ve kültürüyle karşılaştırılarak aralarındaki farklılıklar, örneklerle ortaya konmuştur.
Serbest çağrışım yöntemiyle hareket eden mitler, doğa güçleri ve doğaüstü varlıklarla ilgili yaşanıldığına inanılan olayları anlattığından toplumların dünya görüşü, kültür politikaları ve milli şuurlarını oluşturmada ehemmiyet taşırlar. Dünyanın oluşumunu sürekli tekrarlanan bir başlangıç olarak gören Grek toplumunda ilk kadın, Toprak ana Gaia’dır. Bir kadının doğum yapması ile topraktan çıkan bitkilerin sürekliliği dikkatlerini çekmiş ve ikisi arasında bir bağ kurarak Gaia’yı tanrısallaştırmışlardır. Grekler, Bronz çağı kabileleri tarafından işgal edildiğinde Gaia’ya dua ederek kurtulacaklarını düşünmüşlerdir. Yunan inanışında Zeus’un emriyle elinde kötülük saçan bir kâseyle yeryüzüne gönderilen ilk ölümlü kadın, Pandora’dır. Bu nedenle Grek inanışında kötülük ve Pandora beraber anılmaktadır.
Semitik toplumlar içerisinde varlığını devam ettiren Arap ve İbranilerin kutsal kitaplarında yaratılışla ilgili olarak birçok ortak mekanizmaların olduğunu görmekteyiz. Âdem ile Havva’nın yaratılışı hikâyesinde önce Âdem’in çamurdan yaratılması, kaburga kemiğinden de Havva’nın yaratılması motifi, yasak meyve, şeytanın kandırması sonucu cennetten kovuluşu ve dünyanın altı günde yaratılması hikâyesi ortaktır. Bu ortak motifler içerisinde Kur’an, Tevrat, Zebur ve İncil arasında farklılıkların olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılıklardan biri, Kur’an’da Âdem’den sonra yaratılan Havva’yla ilgili olarak, “Âdem’in kaburga kemiklerinden yaratılan eşi” denilmektedir. Diğer üç kitapta ise Havva ismi, sıkça geçmektedir. İkincisi, Kur’an’da bahsi geçen yasak meyvenin yaratılan ölümlüler arasında önce kimin yediği hakkında bilgiye rastlanılmamasıdır. Diğer üç kutsal kitapta ise önce Havva’nın yediği, sonrasında Âdem’e yedirdiği ve bu nedenle de dolayı cennetten kovuldukları anlatılmaktadır.
Türk mitolojisinde kadın algısı, Arap, İbrani ve Yunan anlatımlarının aksine dünyanın yaratılışına ilham veren Ak Ene ve yaratıldıktan sonra koruyucu iye olarak önemli rol üstlenen Umay Ana, olumlu özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Çalışmamızda en eski toplumlardan olan Arap, İbrani ve Yunanlıların evren ve insanın yaratılış mitlerinden günümüze kadar gelen kadın algısı incelenmiş, Türk mitolojisi ve kültürüyle karşılaştırılarak aralarındaki farklılıklar, örneklerle ortaya konmuştur.
Etik beyana gerek yoktur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Multicultural, Intercultural and Cross-Cultural Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 18, 2024 |
Submission Date | January 15, 2024 |
Acceptance Date | March 5, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 17 Issue: 45 |