Central Asia, especially since the 18th century, has become of interest to major powers due to its abundant underground resources. The gerion has been subject to Russian and Chinese occupations since the 18th century. As a result of the negotiations between England and Tsarist Russia at the beginning of the 19th century, this region was left under the rule of the Russians. Central Asian states, which remained under Soviet rule for many years, gained their independence in 1991 with the dissolution of the USSR. Turkey was the first state to recognize these states and provide economic and social-cultural support by opening the first embassies and making visits. However, this intense relationship process started to decline with the presidency of Vladimir Putin in Russia and even came to a standstill with some states. Russia; In his eternal rivalry with Turkey, he forced the Central Asian states to take his side under all circumstances. Although the Central Asian states were not satisfied with this situation, they were compelled to prefer Russia to Turkey due to economic and various other reasons. However, with the changing world, Central Asian states are trying to communicate, get closer and cooperate with the West, China, USA, Turkey and many other world states in order not to be dependent on Russia as in the past. This study provides information about the Central Asian states, their economic and, socio-cultural structures, internal and external problems, underground and aboveground reseurces, and post-independence struggles. It emphasizes the establishment processes of the central Asian countries and their situation in the international arena after the disintegration of the USSR. It also investigates the effect of Russia on Turkey's relations with the Central Asian states, especially after 1990.
Orta Asya özellikle 18. yüzyıldan itibaren büyük devletlerin ilgi alanına girmeye başlamıştır. Bunun en önemli nedeni bölgenin yer altı kaynakları bakımından çok zengin olmasıdır. Bu bölge özellikle 18. yüzyıldan itibaren Rus ve Çin işgallerine maruz kalmıştır. 19. yüzyılın başlarında İngiltere ve Çarlık Rusya arasında yapılan müzakereler neticesinde bu bölge Rusların hâkimiyetine bırakılmıştır. Uzun yıllar Sovyet hâkimiyetinde kalan Orta Asya devletleri, 1991 yılında SSCB’nin dağılması ile beraber bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Bağımsızlıklarını kazanmaları sonrası, bu devletleri ilk tanıyan, ilk elçilikler açan, ilk üst düzey ziyaretler gerçekleştiren, ilk ekonomik ve sosyal-kültürel konularda destek veren devlet Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Ancak bu yoğun ilişki süreci Rusya’da Vladimir Putin’in devlet başkanlığıyla birlikte gerilemeye başlamış hatta bazı devletlerle durma noktasına gelmiştir. Rusya; Türkiye ile olan ezeli rekabetinde Orta Asya devletlerini her koşulda kendi yanına çekmeye zorlamıştır. Orta Asya devletleri bu durumdan her ne kadar memnun olmasa da ekonomik ve diğer çeşitli nedenlerden dolayı Rusya’yı Türkiye’ye tercih etmeye mecbur bırakılmışlardır. Fakat değişen dünya ile beraber Orta Asya devletleri de eskiden olduğu gibi Rusya’ya bağımlı kalmamak için Batı, Çin, ABD, Türkiye ve daha birçok dünya devletleri ile iletişim kurmaya, yakınlaşmaya ve işbirliği kurmaya çalışmaktadırlar. Bu çalışmada, ana hatlarıyla Orta Asya devletleri hakkında bilgiler verilmiş, ekonomik, sosyo-kültürel yapısı, iç ve dış sorunları, yer altı, yer üstü zenginlikleri ve bağımsızlık sonrası mücadeleleri incelenmiştir. SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya ülkelerinin kuruluş süreçleri ve uluslararası arenadaki durumu üzerinde durulmuş, özellikle 1990 sonrası Türkiye’nin Orta Asya devletleri ile olan ilişkilerinde Rusya’nın etkisinin ne denli olduğu araştırılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | International Relations |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |