All mechanisms, institutions, and authorities employed to convey public grievances to the Sultan are pivotal to the prevailing justice concept in the Ottoman Empire. Our study illuminates the Ottoman understanding of justice through an examination of the 'arz-ı hal' (petition) practice—a notable method for receiving complaints from Ottoman subjects. The application of the ‘arz-ı hal’, which involved the acceptance of complaints, will be explained, including the institutions and officials responsible for accepting petitions, the subjects of these complaints and the procedures for filing them. In order to adopt a coherent and holistic examination of the subject, the scope of our study pertaining to the arz-ı hal practice was limited to the Classical Period of the Ottoman Empire. The official institutions and procedures examined within the framework of the arz-ı hal procedure, in conjunction with the identified subjects of complaints ascertained through the examination of 'mühimme defterleri,' and the orders, ordinances, and decrees of justice issued by the sultans in response to these grievances, serve as a source for comprehending the administrative structure, management challenges, and the populace's perception of the sovereign during the historical period that our study concentrates on. Ottoman subjects, by submitting arz-ı hal (petitions), prompt the highest state authorities to address and resolve issues, activating the justice mechanism. This mechanism, operated by the sultans through direct judgments or directives to state officials, achieves resolutions for public grievances. This practice in the mentioned periods unequivocally demonstrates the sultans' commitment to a philosophy of fair government and their sincere attention to public complaints and demands. Moreover, within this timeframe, the populace's direct communication with the sultan—addressing unjust conduct by state officials, interpersonal conflicts, and seeking assistance for challenging circumstances—underscores their trust in the sultan's dedication to justice.
Osmanlı Devleti’nde halkın, padişaha şikâyetlerini iletebilmesine hizmet eden tüm usul, kurum ve görevliler Osmanlı’nın adalet anlayışının merkezinde yer almaktadır. Çalışmamızda Osmanlı tebaasının şikâyetlerinin dinlenilmesinde önemli bir yöntem olan arz-ı hal uygulaması, arz-ı hallerin iletildiği kurum ve görevliler, şikâyet konuları ve şikâyetlerin iletilme usulleri ortaya konulmuş böylelikle Osmanlı Devleti’nin adalet anlayışına ışık tutulması amaçlanmıştır. Konuya tutarlı ve bütüncül yaklaşabilme adına, arz-ı hal uygulamasına ilişkin çalışmamızın kapsamı Osmanlı Devleti’nin Klasik Dönem’i ile kısıtlı tutulmuştur. Arz-ı hal uygulaması kapsamında ele alınan kurumlar ve usuller, mühimme defterlerlerinin incelenmesi ile tespit edilen şikâyet konuları ve padişahların bunlara ilişkin emir, hüküm ve adâletnâmeleri; bahsi geçen dönemin idari yapısını, yönetimsel sorunlarını, tebaanın hükümdara ilişkin algısının anlaşılmasına kaynaklık etmektedir. Görülmektedir ki; Osmanlı tebaası arz-ı hallerin iletilmesiyle devletin en üst makamını ve adalet mekanizmasını harekete geçirebilmektedir. Bu mekanizmanın işletilmesi sayesinde, halkın şikâyetlerinin çözümü, ya doğrudan padişahlar tarafından ya da devlet görevlilerine konunun çözüme kavuşturulması için verdiği emirler vasıtasıyla sağlanabilmektedir. Bu uygulama, padişahların adaletli yönetim anlayışını ve halkın yakınma ve taleplerini önemsediğini gözler önüne sermektedir. Öte yandan, incelediğimiz dönem açısından; halkın çekinmeden devlet görevlileri ile ilgili her türlü haksız uygulamayı ya da tebaanın kendi aralarındaki sorunları ve içinde bulundukları müşkül durumları dahi doğrudan padişaha iletebilmeleri, hükümdarın adaletine itimat ettiklerini de göstermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Public Law (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 3, 2024 |
Submission Date | November 1, 2023 |
Acceptance Date | December 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |