Bu çalışmanın amacı, özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra Batılı ülkelerde giderek artan İslam korkusunun ardında yatan, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal faktörleri anlamaya çalışmak ve İslamofobinin esasında korku tacirleri, muhafazakâr iktidarlar ve sağ-popülist siyasal partiler tarafından üretilmiş bir ideoloji olduğunu iddia etmektir. Modern zamanlarda kökleri 1973-74 Petrol Krizine dayanan ve daha sonra Bosna-Hersek savaşı, 11 Eylül saldırıları, 2015 Paris-Charlie Hebdo katliamı, 2019 Hanau Katliamı gibi olaylarla birlikte derinleşen İslamofobi olgusu 2008 yılından itibaren dünyada büyük bir etki yaratan Küresel Finansal Kriz ve 2015 yılından itibaren Avrupa’da derin izler bırakan Mülteci Krizi ile birlikte daha da derinleşmiştir. Ancak söz konusu korkunun gerçek bir korku mu yoksa söylemsellikten ibaret bir ideolojik olgu mu olduğu konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Son yıllarda yaşanan İslam veya Müslüman korkusunu açıklayabilmek adına söz konusu korkunun gerçek olmayıp, aslında söylem vasıtasıyla yapılandırılan ve ideolojik boyutları bulunan bir anlatıya dayandığı ifade edilebilir. Bu nedenle, bu makalede İslamofobi kavramı yerine, daha açıklayıcı bir kavram olan İslamofobizm kavramının kullanılması önerilmektedir. Bu değerlendirmeleri yaparken, 2000’li yılların başlangıcından bu yana yazarın gerçekleştirdiği alan çalışmalarıyla beslenmiş bilimsel araştırmaların izi sürülerek diğer pek çok benzeri çalışmadan da yararlanılmaktadır. Kısaca, bu makalede, Avrupa’da göç ve Müslümanlarla ilgili konularının nasıl ulusal, toplumsal ve kültürel güvenliği tehdit eden sorunlar haline getirildiği ve dolayısıyla Müslüman karşıtı ırkçılığın nasıl bir yönetsellik formu oluşturduğu irdelenmektedir. Makalenin sonuç kısmında ise, İslamofobizm çağında Avrupa’da yaşayan Müslümanların önemli bir kısmının parlamenter demokrasi içerisinde meşru siyasal kanalları kullanmak suretiyle siyaset yapma yolunu seçtikleri ifade edilmektedir.
İslamofobizm Avrupa 11 Eylül korku siyaseti radikalleşme göç
The aim of this study is to try to understand the social, economic, political and cultural background of the increasing fear of Islam in Europe, especially after the September 11 attacks in 2001, and to argue that Islamophobia has actually become an ideology produced by the merchants of fear, conservative governments and right-wing populist parties. The phenomenon of Islamophobia, which has its roots in the 1973-74 Oil Crisis and then deepened with events such as the Bosnia-Herzegovina war, the September 11 attacks, the 2015 Charlie Hebdo massacre, the 2019 Hanau Massacre, the Global Financial Crisis that has had a great impact in some parts of Europe since 2008, and the so-called refugee crisis since 2015. However, there are questions about whether the fear in question is a real one or an ideological one with its own discursive elements. In order to explain the fear of Islam, or Muslims, in contemporary Europe, it can be said that the fear in question is not real, but a narrative that is being discursively produced. Therefore, in this article, it is suggested to use a more descriptive concept of Islamophobism instead of Islamophobia. While making these evaluations, many other similar studies are used by tracing the scientific research nourished by the field studies carried out by the author since the beginning of the 2000s. In short, in this article, it is examined how the issues revolving around immigration and Muslims in Europe have become issues that threaten national, social and cultural security, and thus how anti-Muslim racism has been turned into a form of governmentality. The article concludes that many Muslims in Europe have become more engaged in legitimate forms of political representation in parliamentary democracies during the age of Islamophobism.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |