Bu makalede, var olan değerlendirmelerin arıtılması ve yeni ülkelerin değerlendirmelerinin eklenmesiyle toplam 60'ın üzerinde ülkede eğitime yapılan yatırımlardan elde edilen kazançların delilleri güncelleştirilmektedir. Yeni deliller daha önceki ülkeler arası örnekleri doğrulamakta ve güçlendirmektedir. Buna göre en yüksek kazanç ilköğretimde, genel müfredatta, kadınların eğitimde ve kişi başına düşen gelirin az olduğu ülkelerde elde edilmektedir. AraĢtırmadan elde edilen bulgular, eğitime gelecekte yapılacak yatırımların, etkinliği ve eĢitliği sağlamak amacıyla, bu birincil alanlarda yoğunlaştırılması gerekliliğini göstermesi açısından önemli bir anlam taşımaktadır.
İnsan sermayesine yapılan yatırımların kârlılığının değerlendirilmesi çalışmaları bu alarmı kurulduğu 1960'larm başlarından beri hızla çoğalmaktadır. Bu tip değerlendirmeler, geçmişteki ekonomik büyüme hızının açıklanması (Schultz [74]), gelir dağılımının belirleyicileri (Chiswick ve Mincer [13]), ailelerin ve öğrencilerin eğitimde yatırımcı-tüketici olarak davranışları (Freeman [21]) gibi çok önemli geliĢimsel konuların aydınlatılmasında kullanılmaktadır.
İnsanın bir sermaye olarak düşünülmesinin ekonomide yarattığı devriminden sonra ilk akla gelen soru 'eğer eğitim bir çeşit sermaye ise bunun kazanç oranı nedir' oldu. Bu soruyu buna bağlantılı olarak fiziksel sermayeyle karşılaştırıldığında eğitime yapılan yatırımın kârlılığı nedir' sorusu takip etti. Bu çeşit kıyaslamaların geliĢimsel plânlamada iki tip sermaye arasında kaynak tahsisinin kılavuzluk edecek öncül işaretler oluşturacağı düşünülmektedir. Ayrıca 1950'lerde ekonomik gelişmenin incelenmesinde bilim adamlarını şaşırtan "artık değerin" büyük bir bölümü bu kıyaslamalar sonuç çıkartıcı olarak kullanılarak açıklandı.
Bunları diğer sorular takip ediyor, ilköğretime mi yoksa yüksek öğretime mi öncelik verilmeli? Eğitim alanında kaynak tahsisi konusunda kararlar alınması gerekiyor ve kazanç oranları da bu kararların alınmasında yol gösterici işlevini yerine getiriyor. Bundan başka belli bir eğitim düzeyinde de müfredat farklılıklarının düşünülmesi gerekiyor - örneğin, orta öğretimde genel müfredata karşı teknik müfredatın oluşu gibi - ve okullara göre yapılan yatırımların karlılık hesapları göreceli olarak hangisine daha çok önem verilmesi gerektiği konusunu aydınlatabiliyor.
Eğer insan sermayesi herhangi diğer bir sermaye gibiyse, azalan kazançlar ona da uygulanabilmelidir. Bu nedenle, ilk dönemlerdeki bir baĢka konu da, eğitime yapılan yatırımdan elde edilen kazancın eğitimin yayılmasıyla azalıp azalmayacağı ya da azalıyorsa bu azalmanın ne kadar olacağı idi. İnsan sermayesi devrimi başladığında kazanç oranın hesaplanmasında zaman dizileri yöntemi kullanılmıyordu.
Özel ve devlet yatırımlarının kazanç oranlarını karşılaştırmak eğitime yapılacak devlet desteğinin miktarı konusunu da açıklığa kavuşturacaktır. Özel yatırımlardan elde edilen kazanç belirli türlerdeki okullaşmada var olan kişisel talebi ortaya çıkaracaktır.
Özel kazanç oranı kişinin kendinden harcadığı kaynakların bir bedeli olduğundan, kişisel gelir dağılımı da bu şekilde açıklanabilecektir.
Yukarıda sözü edilen nedenlerden dolayı önce Amerika Birleşik Devletlerinde daha sonra da tüm dünyada yapılan araştırmalarda eğitime yapılan harcamalardan elde edilen kazanç değerlendirilmeye başlandı. Eğitimden elde edilen kazanç oranının ilk değerlendirmelerinin toplandığı bir makale 1967 yazında İnsan Kaynaklan Dergisi'nde (Journal of Human Resources) yayınlandı ve bu makale sadece dört ülkeyi kapsıyordu - Meksika, İtalya, Birleşik Devletler ve İngiltere. Bundan dört yıl sonra Hansen [28] eğitim hakkında verilen bir OECD konferansına ön hazırlık amacıyla 14 ülkeyi kapsayan bir eleştiri sundu. Ben de 1973 basımı kitabımda 156] 32 ülkeden elde edilen delillere dayanarak kazanç oranlan örnekleri çıkarmayı amaçladım. Yedi yıl sonra Dünya Bankası tarafından insan kaynaklan ile ilişkili Dünya Gelişim Raporu'na (Psacharopoulos [57] ) bir ön hazırlık oluşturan değerlendirmemi 45 ülkeyi gözden geçirerek günceleştirip daha kapsamlı hale getirdim. Bu tarihten sonra da yeni ülkelerin ya da önceki ülkelerin son dönem eğitimden elde ettikleri kazanç oranlan değerlen- dirmeleri halen mevcuttur. Bu alandaki çalışmalarının hızla artması sonucu "Kazanç Oranı- Yeni Değerlendirmeler" dosyam kabardı ve kontrolden çıktı. Belki de daha önce belgelenmiş kazanç-oranı örneklerinin kullanıp kullanılmadığını ya da yenilerinin ortaya çıkıp çıkmadığını belirlemek için bir envanter araştırması zamanı gelmiĢti. Bu makaleyi oluşturan kapsamı genişletilmiş ve güncelleştirilmiş veri kümesi 61 ülkeyi kapsamaktadır.
Birincil Dil | tr; |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Ekim 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1996 Cilt: 8 Sayı: 8 |