Dünya
su rezervinin % 2,5’ini oluşturan tatlı su kaynakları, yerküre üzerinde eşit
bir alansal dağılıma sahip değildir. Su, tükenmeyen fakat hidrolojik çevrim
sistemi ile mekânsal değişimler gösteren doğal bir kaynaktır. Güncel olarak,
tatlı su kaynakları üzerinde hem insanoğlu hem de hidrolojik döngüde
gerçekleşen doğal değişimler çift yönlü bir baskı oluşturmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde, su kaynaklarına
erişim ve kaynakları yönetebilme yetisi büyük bir önem kazanmıştır.
Özellikle,
Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada su stratejik bir öneme sahiptir.
Türkiye Falkenmark Göstergesi’ne göre su baskısı altında olan bir ülkedir.
Türkiye kuzey komşularına oranla daha düşük, güney komşularına oranla görece
daha yüksek kişi başına düşen su miktarına sahiptir. Bunun yanı sıra
yenilenebilir su kaynaklarının dağılımı ülke içerisinde de farklılıklar
göstermektedir. Türkiye yenilenebilir su kaynaklarının yaklaşık üçte biri
sınıraşan su havzalarında toplanmıştır. Yenilenebilir su potansiyeli yüksek
olan havzalar ise ülkenin güneydoğusunda, Orta Doğu coğrafyasının ana su
kaynakları olarak yer almaktadır.
Türkiye’nin
içinde bulunduğu bölgede su, dönemler boyunca ülkeler arasında gerginlik,
rekabet ve çatışmalara neden olmuştur.
Gerginlik, rekabet ve çatışmaların engellenmesi için ise kıyıdaşların
uyguladıkları hidropolitika belirleyici bir rol üstlenmiştir. Çalışmada,
Türkiye’nin sınıraşan sular ile ilgili olarak 1954 – 2016 döneminde
izlemiş olduğu hidropolitikanın ana hatları ile ortaya çıkartılması
amaçlanmıştır. Çalışma sonucunda, seçili dönem için, Türkiye sınıraşan sular
politikasının temel ilkeleri yedi temel grupta toplanmıştır.
Fresh water resources which make up 2,5 % of the world
water reserves, do not have a uniform spatial distribution over the Earth.
Water is an inexhaustible natural resource. But, water resources have spatial
changes depend on hydrologic cycle. Nowadays, there is a bilateral pressure on
water resources resulting from both human activities and changes caused by
natural hydrologic cycle. During the last period, ability to access and manage
water resources has gained a great importance.
Especially, water has a great strategic value for
Turkey. Depending on the Falkenmark Indicator, Turkey face to face water
stress. The Country has a lower amount of water per capita than its northern
neighbors, which is relatively higher than its southern neighbors. Besides,
there are big differences in the distribution of renewable water resources
within the country. About one-third of Turkey's renewable water resources
are concentrated in transboundary water basins. The basins, which are high in
renewable water potential, are located in the south east of the country as the
main water resources of the Middle East geography.
Water shortages lead to social tension, rivalry and
conflict between the countries around of Turkey. In order to prevent tensions,
rivalries and conflicts, the hydropolitics which is applied by participants
have a key role. The aim of the present paper is revealed main hydropolitics of
Turkey between 1954 and 2016. As a result of this study, for selected period,
transboundary water policy of Turkey is divided into seven main groups.
Konular | Beşeri Coğrafya |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Şubat 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 35 |