The idea of European Union (EU), of which the traces can be pursued historically back to the 14th century, from the 1950s when the formal foundations of the Union was laid, up until today is based on the same aim: establishing a common market between member states, free of obstacles to 'free movement of goods, persons, services and capital'. In the pursuit of its basic aim, the Treaty on the Functioning of the European Union (TFEU) prohibits certain types of discrimination, especially any discrimination on grounds of nationality prohibited by Article 18 of the TFEU. The EU Commission, attaches special importance to the studies over the prohibition of nationality discrimination by setting this principle as one of the core principles underlying all Union policies. With the studies that have picked up speed in recent times, the aim of the EU has been stated to be achieving a deeper and a broader community, which would constitute a union not only consisting of an economic alliance. The European Court of Justice (the ECJ or the Court) is, however, with no regard to the consistency in the application of the non-discrimination provisions. In some cases, the alleged discrimination is eminently strived to be abolished,whereas in others, particularly the ones in which the economic benefits are at stake, the Court does not refrain from discriminatory application. The aim of this study is not only to examine the concept of 'discrimination' and its effects, but also to expose the somewhat 'twisted' approach of the ECJ, towards this problem, resulting in the prevalence of discrimination within the Union, in spite of the distinct articles contained in the TFEU. Meanwhile, this research aims to examine this 'corruption' comprehensively and produce some theories regarding the reasons behind discrimination in the EU and its continued existence.
Tarihsel olarak izleri 14. yüzyıla kadar izlenebilen Avrupa Birliği (AB); malların, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı ve eşitlik ilkelerine dayanan ortak bir market sağlamak amacı ile oluşturulmuştur. Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma; bu amaç doğrultusunda Birlik içerisinde ayrımcılığı yasaklayıcı hükümler ihtiva etmekte olup, Antlaşmanın 18. maddesi, özellikle kişilerin tabiiyeti göz önünde bulundurularak yapılan ayrımcılığın engellenmesinin altı çizilmiştir. Avrupa Birliği (AB) Konseyi ayrımcılığın önlenmesi ilkesini Birliğin temel prensipleri arasında göstererek bu konudaki çalışmalara önem vermiştir. Son dönemde hız kanana bu çalışmalar ile AB'nin amacının yalnızca ekonomik değil, sosyal değerleri de ön planda tutan ve her platform eşitliğe dayalı bir toplum oluşturma olduğunu göstermek için çaba sarf edilmiştir. Avrupa Adalet Divanı (AAD) ise, ayrımcılığın önlenmesi hususundaki uygulamalarında, kimi zaman sosyal adaleti hırsla savunmuş ve eşitliği sağlamak adına tüm silahlarını kullanmış, ekonomik menfaatler devreye girdiği zaman diğer zamanlar da ise bu bakış açısından vazgeçerek istikrarsız bir tutum sergilemiştir. Bu çalışmanın amacı ''ayrımcılık'' kavramının ve etkilerinin incelenmesinin yanı sıra, AAD'nin bu konudaki çelişkili yaklaşımını ve bu yaklaşımın nasıl kendi içinde ayrımcılığa yol açtığını ortaya koymaktır.Çalışmanın genelinde ayrımcılığı (özellikle de tabiiyet ayrımcılığının) ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması adına açılan davalarda, AAD tarafından verilen kararların taşıdığı ikilemin, AAD'nin 'gerek sosyal, gerekse ticari değerlerin korunduğu bir Avrupa Birliği' formülünün ikinci bölümü olan ekonomik menfaatler bölümüne ağırlık vermesinden kaynaklandığı ve dolayısıyla istikrarsız ve çelişkili olan bu tablonun aynı zamanda bilinçli bir seçimin ürünü olduğu ortaya konulmuştur.
Tabiiyet ayrımcılığı Ayrımcılık sorunu Eşitlik AB vatandaşlığı Article 18 TFEU Article 12 TEC Serbest dolaşım
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 17 Sayı: 1-2 |