İlamsız icra takibi alacaklıya, herhangi bir mahkeme kararı veya dayanak belgeye ihtiyaç duymaksızın alacağını devletin icra daireleri kanalıyla tahsil etme imkânı sağlamaktadır. Çalışmamızda öncelikle ilamsız icra takibi ele alınmaktadır. Borçlunun itirazı üzerine ilamsız icra takibinin durması üzerine, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nda öngörülen itirazın iptali davasının tahkimde görülüp görülmeyeceği meselesi hem öğreti hem de uygulamada çeşitli görüşlerin ileri sürülmesine yol açmıştır. Bu tartışmada kaçınılmaz olarak, itirazın iptali davası neticesinde icra inkâr tazminatına hakem heyeti tarafından karar verilip verilemeyeceğinin de sorgulanmıştır. Bu kapsamda öncelikle itirazın iptali davasının hukuki niteliğinin değerlendirilmesi gerektiğinden, bu hususta farklı görüşler ifade edilmişse de, artık itirazın iptali davasının eda davası olarak nitelendirildiği kabul edilmekte ve tahkim nezdinde görülebileceği kabul edilmektedir. Konumuz itirazın iptali davasının neticelerinden olan icra inkâr tazminatına ilişkin olduğundan, bunun koşulları olarak geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalı, borçlu süresi içerisinde itiraz etmeli, dava bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmalı, borçlunun itirazı haksız olmalı, likit bir alacak bulunmalı ve alacaklı tarafından icra inkâr tazminatı ödenmesi talep edilmelidir. İcra inkâr tazminatının niteliği hakkında da görüş birliği bulunmamakla birlikte, bu tazminat Anglo Sakson hukukundaki cezalandırıcı tazminat gibi özel hukuk tazminatı olarak değerlendirilmektedir. Cezalandırıcı tazminat hakkında da tahkim paydaşları arasında müspet bir yaklaşımın bulunduğu, hakemlerin buna hükmedebileceğinin ifade edildiği görülmektedir. Haliyle, hakemler tarafından icra inkâr tazminatına da hükmedilebilmelidir. Devlet mahkemelerinin yabancı hakem kararını denetlediği iptal davası veya tanıma/tenfiz ret sebepleri incelendiğinde de, bu sebepler sırf itirazın iptali davası özelinde ayrı ve özel bir sonuç doğurmamaktadır. Bu bağlamda, icra inkâr tazminatını havi bir hakem kararının iptaline veya tanıma/tenfizinin reddine karar verilmemelidir.
Uluslararası Tahkim İlamsız İcra Cezalandırıcı Tazminat Kamu Düzeni Tahkime Elverişlilik İcra İnkar Tazminatı
Bulunmamaktadır
Bulunmamaktadır
Bulunmamaktadır
Enforcement proceedings without judgment provide the creditor with the opportunity to collect his receivables through the execution offices without any court decision or supporting document. In our study, firstly, enforcement proceedings without judgment will be discussed in the context of the action for annulment of objection. Upon suspension of such enforcement proceedings if objected, whether the action for the annulment of the objection stipulated in the Turkish Enforcement and Bankruptcy Law numbered 2004 could be handled by the arbitration led to various opinions both in academia and in practice. Moreover, the action for the annulment of the objection caused significant debates, especially with its result pertaining to the denial of execution compensation. Accordingly, one should examine the nature of annulment of the objection. Although there are different opinions, the action for annulment of the objection is considered as an act of performance and can be handled in arbitration. To obtain a decision rendering denial of execution compensation, there must be a valid enforcement proceeding, the debtor must submit his objections within the time limit, the annulment lawsuit must be filed within one-year period, the objection of the debtor must be unjustified, that is, there must be a liquid receivable and the creditor must demand execution denial compensation. Thereafter, it has been concluded that the nature of the such compensation is controversially considered as a private law compensation like punitive damages in Anglo-Saxon law. In this context, it has been determined that there is an increasing positive approach among arbitration stakeholders regarding punitive damages. As such, it is argued that the execution denial compensation can also be granted by the arbitrators. Furthermore, the reasons stipulated in legal documents for annulment of foreign arbitral award or rejection of recognition/enforcement before local courts, will not have a specific result in terms of the action for the annulment of the objection. In this context, any arbitral award granting denial of execution compensation should not be annulled merely on this ground.
International Arbitration Enforcement Proceeding Denial of Execution Punitive Damages Public Policy Arbitrability
Bulunmamaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Bulunmamaktadır |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Haziran 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 6 Temmuz 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 29 Sayı: 1 |