İslamiyet’in kabulünden önce Türk toplumunda kadınların erkeklerle eşit statüde kabul edildiği söylenegelir. Bu yorum yapılırken İslamiyet öncesi Türk toplum yapısıyla, Osmanlı toplum yapısının farkları yeterince ayrıntılı ortaya konulmalıdır. Zira İslamiyet öncesi Türk toplulukları, göçebe hayatın getirdiği zorunluluklar çerçevesinde yönetimde savaşta, avcılıkta ve daha birçok alanda erkekle birlikte toplum içinde görünür olur. Türklerin İslamiyet’i kabul edişleri onların yeni ve karmaşık bir sosyal yapıya evrilmelerine de neden olur. Öncelikle yerleşik hayata geçilmesi sosyal ilişkilerde köklü değişikliklerin yaşanmasına sebep olur. Bu süreçle birlikte yürüyen Türklerin İslamlaşması, eski yaşam tarzlarından köklü bir biçimde kopuşu da ifade eder. Bu süreç içerisinde kadının toplumdaki yeri, şer’i ve geleneksel saiklerle biçimlenen kanunlar vesilesi ile oluşur. Bu kanunların oluşturulmasında zaman zaman Türklerin geçmişlerinden getirdiği özgün yönelimler dikkate alınmamıştır.
19. yüzyıldaki Batılılaşma hareketleri Osmanlı toplumunun sosyal yapısında ikinci bir kırılmaya neden olur. Modernizmle birlikte karmaşıklaşan kadın erkek ilişkileri, şer’i kanunlarla ve geleneksel normlarla ciddi çatışma durumları ortaya çıkarır.
Çalışmamız Osmanlı toplumundaki kadınların II. Meşrutiyet öncesi durumunun genel bir değerlendirmesini ve II. Meşrutiyet sonrasında ortaya çıkan çatışmalı durumların ortaya konulması amacını taşımaktadır.
Türk Kadını Kadın Hukuku II. Meşrutiyet Dönemi Kadın Hareketleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |