Mülkiyet hakkı bütün malvarlığı haklarının özüdür.
Bu sebeple mülkiyet hakkının nitelikleri ve korunması da kendisine özgüdür.
Mülkiyet hakkının mutlak ve sınırsız olması toplum yararının gerçekleştirilmesi
konusunda hukuki sorunlara sebep olmuştur. Sosyal hakların genişlemesi ve her
ikisi arasındaki denge sağlanması çoğu kez Devletin
toplumsal alana daha fazla müdahil olması mülkiyet hakkının mutlak ve sınırsız
olması niteliğini sınırlandırmıştır. Öte yandan ölçek ekonomisinin tarım
alanlarında da etkili olması, miras ve devirler sebebiyle tarım arazilerinin
bölünmesinin önlenmesi ihtiyacını da doğurmuştur. Tapu sicil müdürlüklerinde
mülkiyetin devrine getirilen sınırlamalar başka bir sorunu daha ortaya
çıkarmıştır: Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliği ve mülkiyetin
devrinin sınırlandırılmasının bu sözleşmelere etkisinin tespiti sorunu. Bunun
yanında taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yapılmasında Noterlerin bu
sözleşmenin yapılmasındaki sorumluluğu önem taşımaktadır.
İmar Kanunu
şehirleşmenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Toplu yaşamın zorunlu sonuçlarından
olan şehirleşme, devletin yerleşim yerlerinde mülkiyetin sınırlamasına sebep
olmuştur. Kamu hizmetlerinin görülmesi için gerekli olan taşınmazların
edinilmesi devlet bakımından hem bir zorunluluk hem de bir görevdir. İmar
Kanununun 18 inci maddesi, taşınmazların devrinin sınırlandırılması konusunda
önemli düzenlemeler getirmiştir. Bu sınırlamalara aykırı olarak mülkiyet
devredilemeyeceği gibi devire ilişkin ön sözleşme de yapılamaz.
Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanunu tarım arazilerinin satış, devir, miras ve rehin
suretiyle bölünmesinin verimliliği etkilediği gerekçesiyle mülkiyetin devrine
önemli sınırlamalar getirmiştir. Özellikle anılan Kanunun 8 inci maddesi
emredici ve kamu düzenine ilişkindir. Bu hükme aykırı olarak taşınmaz satışı
yapılamaz. Satış vaadi de yapılamaz.
Taşınmaz satış vaadi
sözleşmesine resmi niteliğini veren noterler, Noterlik Kanununun 53 ve 162 nci
maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, devir yasağına aykırı olarak taşınmaz
satış vaadi yaptıkları takdirde bundan doğacak zarardan sorumlu olacaktır. Yargıtay’ın
içtihatlarına göre noterlerin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Noter ancak
uygun illiyet bağının kesildiği gerekçesiyle veya hallerinde sorumluluktan
kurtulabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 21, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 11 |