Empowerment consists of intrinsic motivation practices that give them
more freedom, opportunity, authority and responsibility and give them a more
active role in the enterprise in order to give employees more voice in
managerial practices. In order for the empowerment to be expanded in an
organizational sense, it should be ensured that employees act together with
other employees. At this point, the concept of emotional intelligence comes
into play. That the emotional aspect of empowerment plays a significant role
and has/gives impacts on the value of emotion. Because emotional intelligence
is a factor that makes individuals compatible with other individuals in terms
of feelings, thoughts, attitudes and behaviors. Emotional intelligence and
staff empowerment are considered to play an important role in the fact that
employees can stay in the organization and show progress. The positive feeling
that is possessed by the empowered employee will help in generating positive
feelings in employees where this could most likely offer some help to
employees, especially before they experience ‘emotional dissonance’.
Essentially, employees need to engage in a certain degree of emotion in order
to generate the appropriate feelings. Employees would be able to manage the
required emotions if they are given a chance to facilitate and sense their own
power and the significance of their role in the service transaction. The aim of
this study is to examine emotional intelligence and empowerment together that
have not been previously studied together in the literature. In this context,
it has been tried to determine the relationship between the concepts of
emotional intelligence and staff empowerment and to determine whether the
emotional intelligence acquired in this relationship has an effect on personnel
empowerment.
Güçlendirme, onlara daha fazla özgürlük, fırsat, otorite ve sorumluluk
kazandıran içsel motivasyon uygulamalarından oluşur ve yönetsel uygulamalarda
çalışanlara daha fazla ses verebilmek için onlara şirket içinde daha aktif bir
rol verir. Güçlendirmenin
örgütsel anlamda genişletilmesi için çalışanların diğer çalışanlarla birlikte
hareket etmeleri sağlanmalıdır. Bu noktada duygusal zekâ kavramı devreye giriyor.
Burada güçlendirmenin duygusal yönü önemli bir rol oynamış ve duyguların değeri
üzerinde etki oluşturmuştur. Çünkü duygusal zekâ, bireyleri diğer bireylerle
duygu, düşünce, tutum ve davranış açısından uyumlu hale getiren bir faktördür.
Çalışanların organizasyonda kalabilmeleri ve ilerlemelerini gösterebilmeleri
için duygusal zekâ ve personelin güçlendirilmesinin önemli bir rol oynadığı
düşünülmektedir. Güçlendirilmiş çalışanların sahip olduğu olumlu duygu,
çalışanlara, özellikle “duygusal uyumsuzluk” yaşamadan önce, çalışanlara bazı
yardımlarda bulunabilecekleri pozitif duygular yaratmaya yardımcı olacaktır.
Temel olarak, çalışanların uygun duyguları yaratmak için belli bir duyguya
sahip olmaları gerekmektedir. Çalışanların kendi güçlerini ve hizmet
işlemindeki rollerinin önemini anlama ve hissetme şansı verilirse, gerekli
duyguları yönetebilecekleri savunulmaktadır. Bu çalışmanın amacı, literatürde oldukça az değinilmiş
olan duygusal zekâ ve personeli güçlendirme kavramlarının bir arada
incelenmesidir. Bu bağlamda, duygusal zekâ ve personelin güçlendirilmesi
kavramları arasındaki ilişkiyi belirlemek ve bu ilişkide edinilen duygusal
zekânın personelin güçlendirilmesi üzerinde bir etkisi olup olmadığını tespit
etmeye çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | PHILOLOGIA |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |
DERGİPARK Bünyesinde Faaliyet Gösteren MECMUA Sosyal Bilimler Alanında Yayımlanan
Uluslararası Hakemli Bir Dergidir