Amaç: Bruselloz dünyada en sık görülen bakteriyel zoonotik enfeksiyon hastalığıdır. Çalışmamızda hastalığın endemik olarak görüldüğü Güneydoğu Anadolu bölgesinde ikinci basamak bir hastaneye başvuran ve bruselloz tanısı ile takip edilen 111 bruselloz olgusunun değerlendirilmesi amaçlandı. Yöntem: Çalışmada ikinci basamak bir hastanenin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine Aralık 2018 – Aralık 2019 tarihleri arasında başvuran bruselloz tanısı ile ayaktan veya yatarak takip edilen 111 olgunun demografik özellikleri, klinik bulguları, olası bulaş yolları, tedavi rejimleri, komplikasyon verileri ve relaps oranları retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların 77’si (%69.3) kadın ve olguların yaş ortalaması 36.4 (yaş aralığı 14-94) idi. Meslek dağılımı açısından, hastaların 69’u (%62.1) ev hanımıydı, 17’si (%15.3) hayvancılıkla uğraşmaktaydı. Olguların 88’inde (%79.2) taze peynir yeme öyküsü vardı. Hastalarda en sık görülen semptomlar, halsizlik (%92.7) ve artralji (%87.3) olarak saptandı. Çalışmaya alınan hastalarda CRP yüksekliği %39.6, anemi %37.8 oranı ile en sık görülen laboratuvar bulguları olarak tespit edildi. Etkilenen organ ve sistemler incelendiğinde olguların 49’unda (%44) hematolojik tutulum, 23’ünde (%20.7) karaciğer tutulumu, 11’inde (%10) osteoartiküler tutulum görüldü. Bir (%0.9) hastada brusellozun nadir bir komplikasyonu olarak izole perikardit, bir (%0.9) hastada da brusella epididimoorşiti saptandı. Çalışmaya dahil edilen hastaların 12’sinde (%10.3) tedavileri bittikten sonraki bir yıllık izlemde relaps saptandı. Sonuç: Bruselloz birçok organ ve dokuyu etkileyebilmektedir. Bu nedenle çok değişik klinik belirti ve bulgularla ortaya çıkabilmekte ve birçok hastalıkla karışabilmektedir. Endemik bölgelerde yaşayan nonspesifik semptom ve bulgular ile başvuran hastalar mutlaka bruselloz açısından değerlendirilmelidir.
Aim: Brucellosis is the most common bacterial zoonotic infection disease in the world. In our study, we aimed to evaluate 111 brucellosis cases who were admitted to a secondary-line hospital by followed up with the diagnosis of brucellosis in the Southeastern Anatolia region where the disease was seen as endemic. Method: In this study, demographic characteristics, clinical findings, possible transmission routes, treatment regimens, complication data and relapse rates of 111 patients who were admitted to an infectious diseases and clinical microbiology clinic of a second-line hospital between December 2018 and December 2019 were examined retrospectively. Results: Seventy-seven of the patients (69.3%) were female and the mean age of the patients was 36.4 (age range 14-94). In terms of profession distribution, 69 (62.1%) of the patients were housewives, 17 (15.3%) of the patients were engaged in animal husbandry. There was a history of eating fresh cheese in 88 (79.2%) patients. The most common symptoms of the patients were malaise (92.7%) and arthralgia (87.3%). The most common laboratory findings in patients included in the study were 39.6% CRP elevation and 37.8% anemia. When the affected organs and systems are examined, hematological involvement was observed in 49 (44%) patients, liver involvement in 23 (20.7%) patients, osteoarticular involvement in 11 (10%) patients. There was found to one patient (0.9%) had isolated pericarditis that was a rare complication of brucellosis, and brucella epididymoorchitis in one (0.9%) patient. In the one-year follow-up after treatment, relapses were detected in 12 patients (10.3%). Conclusion: Brucellosis can affect many organs and tissues. For this reason, it can appear with many different clinical signs and symptoms and can be confused with many diseases. In patients presenting with nonspecific symptoms and signs, who were living in endemic regions, brucellosis infection should definitely be considered, and patients should be evaluated for brucellosis.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 5 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 28 Temmuz 2020 |
Kabul Tarihi | 14 Eylül 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 13 Sayı: 3 |
MEÜ
Sağlık Bilimleri Dergisi Doç.Dr. Gönül Aslan'ın Editörlüğünde Mersin
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsüne bağlı olarak 2008 yılında
yayımlanmaya başlanmıştır. Prof.Dr. Gönül Aslan Mart 2015 tarihinde Başeditörlük görevine Prof.Dr.
Caferi Tayyar Şaşmaz'a devretmiştir. 01 Ocak 2023 tarihinde Prof.Dr. C. Tayyar Şaşmaz Başeditörlük görevini Prof.Dr. Özlem İzci Ay'a devretmiştir.
Yılda üç sayı olarak (Nisan - Ağustos - Aralık) yayımlanan dergi multisektöryal hakemli bir bilimsel dergidir. Dergide araştırma makaleleri yanında derleme, olgu sunumu ve editöre mektup tipinde bilimsel yazılar yayımlanmaktadır. Yayın hayatına başladığı günden beri eposta yoluyla yayın alan ve hem online hem de basılı olarak yayımlanan dergimiz, Mayıs 2014 sayısından itibaren sadece online olarak yayımlanmaya başlamıştır. TÜBİTAK-ULAKBİM Dergi Park ile Nisan 2015 tarihinde yapılan Katılım Sözleşmesi sonrasında online yayın kabul ve değerlendirme sürecine geçmiştir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 16 Kasım 2011'dan beri Türkiye Atıf Dizini tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2016 birinci sayıdan itibaren ULAKBİM Tıp Veri Tabanı tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 02 Ekim 2019'dan beri DOAJ tarafından indekslenmektedir.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 23 Mart 2021'den beri EBSCO tarafından indekslenmektedir.
Dergimiz açık erişim politikasını benimsemiş olup, dergimizde makale başvuru, değerlendirme ve yayınlanma aşamasında ücret talep edilmemektedir. Dergimizde yayımlanan makalelerin tamamına ücretsiz olarak Arşivden erişilebilmektedir.
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.