In the administration of the Ottoman Empire, non-Muslims could apply their community laws under the protection of the state and lived in peace for centuries. However, in the 18th and 19th centuries, influenced by both foreign interventions and the rise of nationalism, they began to incline towards separation from the Ottoman Empire. Non-Muslims, who were regarded as "citizens" starting from the reign of Sultan Mahmud II (1808-1839), officially gained this status with the 1876 constitution. Ottoman rulers, influenced by both internal and external circumstances, paved the way for legislative activities in 1862 to prevent non-Muslim citizens from being disconnected from societal unity. Each community prepared law texts resembling its constitution, and when these texts were approved by the state, they were put into effect. In this study, the law proposal dated 1864 prepared by the Ottoman Jews (Jewish National Code) was examined and compared with the Rabbinate Regulations, which was put into effect by the state a year later. As a result, it is understood that only the chapters regarding the central administration of the community were taken into consideration in the proposed legislation, and proposals regarding other community practices were largely not accepted. This proposal, which most researchers have overlooked, is evaluated for the first time in this study.
Ethical principles were followed during the preparation of this study.
Osmanlı idaresinde gayrimüslimler devletin himayesi altında kendi cemaat hukuklarını uygulayabilmişler ve yüzyıllar boyunca huzur içinde yaşayabilmişlerdi. XVIII. ve XIX. yüzyıllarda ise gerek yabancı müdahalelerinin gerekse milliyetçilik akımının etkisi ile Osmanlı Devleti’nden ayrılma eğilimine girmişlerdir. Sultan II. Mahmud döneminden (1808-1839) itibaren “vatandaş” olarak görülen gayrimüslimler bu sıfata resmen 1876 anayasası ile kavuşmuşlardır. Osmanlı idarecileri gayrimüslim vatandaşlarının iç ve dış konjonktürün etkisiyle toplum bütünlüğünden kopmamaları için 1862 yılında kanunlaştırma faaliyetlerinin önünü açmıştır. Her cemaat kendi anayasası niteliğinde kanun metinleri hazırlamış ve bu metinler devlet tarafından onaylanınca yürürlüğe konmuştur. Bu çalışmada Osmanlı Yahudilerinin hazırladığı 1864 tarihli kanun teklifi (Nizamname-i Milliye-i Museviye) incelenmiş, devlet tarafından bir yıl sonra yürürlüğe konan Hahambaşı Nizamnamesi ile karşılaştırılmıştır. Neticede, hazırlanan önerinin sadece cemaatin merkezi idaresine dair fasıllarının dikkate alındığı ve diğer cemaat uygulamalarına dair tekliflerin büyük oranda kabul görmediği anlaşılmıştır. Çoğu araştırmacının gözden kaçırdığı cemaat önerisi ilk defa bu çalışmada değerlendirilmiştir.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde etik ilkelere uyulmuştur.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Jewish Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | July 16, 2024 |
Acceptance Date | December 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |