Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirleri, Müslümanlar tarafından Kur’an’dan sonra en önemli dini kaynak olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle hadisler, hicri ilk yıllardan itibaren üzerinde hassasiyetle durulan ve korunması için büyük çaba sarf edilen bilgi kaynaklarıdır. Hadisler ilk dönemlerde sadece Hz. Peygamber’in izin verdiği sahabeler tarafından yazıya aktarılmıştır. Onun vefatından sonra ise hadisler, rivayetlerin kaybolma tehlikesi ve yazının Arap toplumunda gelişmesi nedenleriyle birçok kişi tarafından yazılmaya başlanmıştır. İster lafzen ister manen rivayet edilmiş olsun, şifahi halden metin haline dönüşen bu hadisler, kendi bağlamlarını tam olarak yansıtamamaktadır. Bunun nedeni, konuşma dilinde doğru bir şekilde aktarılabilen duyguların yazıyla tam olarak ifade edilememesidir. Bu da hadisleri anlamlandırmada bazı zorluklara neden olmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Anthropology |
Journal Section | Kitap Tanıtım ve Tenkitler |
Authors | |
Publication Date | November 11, 2014 |
Submission Date | November 11, 2014 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 10 Issue: 1 |