Türk kültüründe mezar taşları, halı ve kilimler, demir aletler, süs eşyaları, mimari yapılar, silahlar, ağaçlar ve taşlar gibi birçok ögeye damga vurularak damgalama geleneğinin devam ettirildiği bilinmektedir. Bu kapsamda Türk kültüründeki damga geleneğinin en eski örneklerinden birisini hayvan damgalama geleneği oluşturmaktadır. Hayvan damgaları, mülkiyeti belirtmek için oluşturulmuş basit işaretler olarak görülebilir. Ancak bu genel kabulün aksine hayvan damgalama benzersiz ritüelleri, morfolojisi ve söz dizimleriyle mülkiyeti ifade eden basit işaretlerden çok daha geniş bir geleneği barındırmaktadır. Bu bağlamda somut olmayan kültürel mirasın önemli bir parçasını oluşturan damgalarla ve damga biçimli işaretlerle ilgili araştırmalar uzunca bir süredir bilim insanlarını meşgul etmektedir. Elde edilen bulgular, önemli bir alan yazın ve veri kaynağı oluşturmuş olsa da zengin bir damga geleneğine ev sahipliği yapan Anadolu’da hâlen araştırılmayı, tartışılmayı ve alan yazına kazandırılmayı bekleyen sayısız geleneksel uygulama ve damga örneği bulunmaktadır. Bu çalışma ile Samsun ili ve çevresindeki yerleşim birimlerinde uygulanan (1) hayvan damgalama geleneğinin tarihi ve kültürel bağlamı, (2) hayvan damgalarının işlevleri, (3) damgaların özellikleri, (4) damgalama sürecinin nasıl gerçekleştiği ve (5) kültür aktarımlarının kapsamlı bir şekilde analiz edilerek bir envanter oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu araştırmada hayvan damgalama geleneğinin derinlemesine analizi ve betimlenmesi amaçlandığından nitel araştırma yönteminden yararlanılmıştır. Araştırma deseni olarak ise etnografya (kültür analizi) tercih edilmiştir. Veriler, katılımsız gözlem ve çeşitli mekanik gözlem araçları ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Gözlem ve görüşme yapılacak grup, olasılıklı olmayan örneklem yöntemlerinden ölçüt temelli örnekleme yöntemine göre belirlenmiştir. Gözlem ve görüşmeler ile mandalar üzerine vurulan damgaların fotoğraf çekimleri için yapılan arazi çalışmaları 2019-2022 yılları Nisan-Ekim ayları arasındaki dönemde Yeşilırmak ve Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ile Samsun’un farklı ilçelerinde yapılmıştır. Bu araştırmanın kuramsal boyutlarının oluşturulmuş olması nedeniyle katılımsız gözlem, mekanik gözlem araçlarıyla yapılan ses ve görüntü kayıtları ile yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilen verilerin çözümlenmesinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Güvenilirliği test etmek için ise uzman görüşüne başvurulmuştur. Bulgular Samsun yöresinde hayvan damgalama geleneğinin önemli bir tarihi geçmişe ve kültürel bağlama sahip olduğunu göstermektedir. Araştırma sahasında özellikle mandalarda yoğunlaşmakla birlikte atlara da damga vurma geleneğinin devam ettiği görülmektedir. Çalışma sonucunda Samsun’da 104 hayvan damgası tespit edilmiş ve bunlar fotoğraflarla kayıt altına alınmıştır. Yörede tespit edilen bu damgaların (1) rakam ve sayılardan oluşan, (2) Latin alfabesi harflerinden oluşan, (3) Türk boylarının damgalarını anımsatan, (4) Osmanlı Türkçesi alfabesindeki harflerden oluşan ve (5) farklı ülke ve coğrafyalarda hayvanlara vurulan damgalarla benzer olan damgalar şeklinde sınıflandırılabildikleri tespit edilmiştir.
It is known that the tradition of stamping is continued by putting marks on many items such as tombstones, carpets and rugs, iron tools, ornaments, architectural structures, weapons, trees and stones in Turkish culture. It is a well-known fact that one of the oldest examples of the stamp tradition in Turkish culture is the livestock branding tradition. Scientific studies on stamps and stamp-shaped signs have been going on for a long time. Although the findings have created an important literature and data source, there are still countless examples of traditional practices and stamps waiting to be researched, discussed and brought to the literature in Anatolia, which is home to a rich stamp tradition. This study aims to analyse the historical and cultural context of livestock branding culture applied in Samsun region and its surrounding settlements, the functions of livestock branding, the characteristics of brands, how the livestock branding process takes place, cultural transmission and preparation of an inventory. In this study, a qualitative approach is adopted as the research method, since it is aimed to analyse and describe the livestock branding culture profoundly. Ethnography (cultural analysis) is preferred as the research design. Data is collected using a semi-structured interview form with unattended and mechanical observation. The group to be observed and interviewed is determined according to the criterion-based sampling method, which is one of the non-probability sampling methods. Data collection with the ethnographic method may take a few days and weeks, or it may take a year or more. Field studies for observations, interviews, and photo shoots of livestock brands on buffaloes are carried out in the Yeşilırmak and Kızılırmak Delta Wetland Area and different districts of Samsun from April to October in 2019 and 2022. Since the theoretical dimensions of this research are formed, descriptive analysis technique is used to solve the data obtained through unattended observation, audio and video recordings made with mechanical tools, and semi-structured interview. Expert opinion is sought to test the reliability. Findings show that livestock branding culture in Samsun region has an important historical background and cultural context. It is seen that the culture of branding horses continues, although it is especially concentrated on buffaloes in the research area. As a result of the study, 104 livestock brands are identified in the Samsun region and these are recorded with photographs. It has been determined that these livestock brands detected in the region are divided into five forms as numeral, Latin alphabet, reminiscent of the brands of Turkish tribes, old Turkish alphabet and similar to the livestock brands in different countries and geographies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | March 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |