Abstract
Halk anlatıları, bazen metinlerarasılık yöntemiyle bazense yeniden üretme/yaratma biçiminde modern türler için kaynak olarak kullanılmaktadır. Folklorik ya da geleneksel unsurlardan hareketle yeniden üretim gerçekleşirken bazı motif ya da epizotlar değişim ve dönüşüme uğrar. Folklorik anlatıların/unsurların modern edebî türlerde yeniden üretilmesinin farklı nedenleri vardır. Örneğin, folklorik anlatılar araçsallaştırılarak toplumda milli bilinç uyandırılmaya, milli kimlik inşa edilmeye çalışılabilmektedir; modern toplumda kaybolmaya yüz tutan folklorik unsur/değerlerin modern bireylere tanıtımı amaçlanabilmektedir. Folklorun yeniden üretilmesine “Kızılırmak” ve “Karakoyun” efsane/halk anlatılarından hareketle oluşturulan eserler de örnek oluşturur. Her iki halk anlatısı birleştirilerek üç film çekilmiştir. Nâzım Hikmet’in bu halk anlatılarından hareketle yazdığı senaryo, 1947 yılında Muhsin Ertuğrul tarafından filme çekilir. Yine bu halk anlatısından hareketle Yılmaz Güney bir senaryo metni yazar, bu metin 1967 yılında Ömer Lütfi Akad tarafından filme çekilir. 1992 yılında üçüncü kez çekilen filmin senaryosunu yazan Tuncer Cücenoğlu, daha önceki çalışmalardan da yararlanır, bu senaryo Şahin Gök tarafından filme çekilir. Cücenoğlu, bu halk anlatılarını Kızılırmak adıyla müzikli oyuna dönüştürür. Halk anlatılarından, folklorik unsurlardan hareketle kültürün yeniden üretimi örneği olan bu eserlerde, folklor kaynak olarak kullanılıp kaybolmaya yüz tutan değerler modern bir form ve söylemle yeniden inşa edilmiş, aynı zamanda bu halk anlatılarının ait olduğu milletin kolektif bilinçaltı aydınlatılmaya çalışılmıştır. Folklorik unsurların yeniden üretimi sürecinde kaynak metinlerde birçok değişim/dönüşümler olsa da ana epizotlar çoğunlukla korunmuş-tur. Halk anlatılarının doğrudan kaynak olarak kullanıldığı senaryo metinleri ve özellikle piyes içindeki manzum metinlerde de türkü, mâni vb. anonim halk edebiyatı ürünlerindeki biçim, söylem ve tema taklit edilmiştir. “Kızılırmak”, “Karakoyun” anlatılarıyla ilgili kaynak bilgilere bakıldığında Kızılırmak ve Karakoyun etrafında şekillenen anlatıların ikisinin arasında doğrudan bir ilişki olmamakla birlikte, bu anlatılardan hareketle yeniden üretim sürecinde oluşturulan modern metinlerde her iki efsane birleştirilmiştir. Özellikle de sinema filmlerinde her iki efsane metnin dokusuna ustaca yerleştirilerek bir terkip oluşturulmuştur. Kızılırmak, Karakoyun etrafında oluşan halk anlatılarının modern edebiyat ya da sanattaki yansımaları hakkında daha önce herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu makalede folklorik unsurların, halk anlatılarının modern metinler için nasıl kaynak oluşturduğu incelenmektedir. Çalışmada ilk olarak, modern metinlere kaynak oluşturan halk anlatıları ve bu anlatılardaki ortak epizotlar tespit edilmekte, daha sonra bu anlatılardan hareketle çekilen filmler ve piyesin kurgulanmasında konu, biçim ve söylem olarak halk anlatılarından nasıl yararlanıldığı değerlendirilmektedir. Bu çalışma yapılırken folklorun modern edebî türlere etkisi, özellikle modern Türk tiyatrosunda folklorun ya da halk anlatılarının izleriyle ilgili çalışmaların oldukça az sayıda olduğu fark edilmiştir. Bu çalışmayla bu alandaki araştırmalara küçük bir katkıda bulunulması hedeflenmiştir.