Abstract
Osmanlı Devleti Kıbrıs’ı fethettikten sonra adanın şenlendirilmesi için Anadolu’dan çeşitli meslek gruplarından insanlar seçip adaya göndermiştir. Adaya iskân edilen Türkler beraberlerinde kültür ve edebiyatlarını da getirmişlerdir. Adaya gelen ilmiye mensupları ve 1593 yılında kurulan Mevlevihâne, XIII. yüzyılda Osmanlı topraklarında başlayan Divan edebiyatının Kıbrıs’ta da devam etmesine vesile olmuştur. Özellikle Lefkoşa Mevlevihânesi’nde, Mevlevi şeyhleri düzenledikleri sema gösterilerinden sonra, Mevlana’dan şiirler okuyarak edebî bir çevrenin oluşmasını sağlamışlardır. XIX. yüzyılda bu edebi ortamda feyz alarak yetişen, âlim Hilmî Kıbrısî Efendi de bulunmaktadır. Çeşitli kaynaklardan, Hilmî Kıbrısî Efendi’nin 1783 yılında Kıbrıs’ta doğduğu, çok iyi bir eğitim aldığı, âlim ve faziletli bir kişi olduğu öğrenilmektedir. Şairin, Kıbrıs’ta eğitim, yönetim, sosyal ve edebî alanlarda etkin faaliyetlerinin olduğu görülmektedir. Kıbrısî Efendi’nin yaptığı görevler arasında; müftülük, müderrislik, kütüphane nazırlığı ve Şeyh seb’âlık da bulunmaktadır. Kıbrısî Efendi, yazdığı bir kasideyle II. Mahmut’un beğenisi kazanıp davet üzere İstanbul’a gitmiş, padişahın fes ve kıyafetler konusunda gerçekleştirdiği yeniliklerine irticalen söylediği bir kasideyle de Sultânü’ş-şuˊarâ uvanını almıştır. Türk edebiyatında, özellikle sözlü edebiyatımızda daha çok görülen atasözleri ve deyimler, yalnız sözlü edebiyatta kalmayarak düz yazı ve şiirde de yer bulup günümüze kadar ulaşmıştır. Yazılı edebiyatta ilk örneklerini Göktürk Kitabeleri’nde gördüğümüz atasözleri ve deyimler, Türk edebiyatının çeşitli dönemlerindeki eserlerde yüzyıllar boyunca kullanılmışlardır. XV. yüzyıl Divan şairlerinin şiirlerinde, atasözleri ve deyimlerin sıklıkla kullanılması, bir gelenek halini almıştır. XVI. ve XIX. yüzyıllar arasında da Divan şairleri, bu akıma bağlı kalarak şiirlerinde anlamı süslemek, ifadelerini daha inandırıcı kılmak ve daha kolay anlaşılmak için, halk söyleyişlerinden, atasözlerinden ve deyimlerden yararlanma yolunu seçmişlerdir. Bu çalışma, genelde Divan edebiyatın- daki şiirlerde atasözleri ve deyimlerin kullanışları hakkında bilgi verirken, özelde ise Kıbrıs Türk edebiyatının en önemli Divan şairlerinden Hilmî Kıbrısî Efendi’nin Divançe’sindeki şiirlerde, yaşadığı yüzyılın şiir geleneğini sürdürerek kullandığı atasözleri ve deyimler araştırmamızın temel konusunu teşkil etmektedir. Ankara Milli Kütüphanesi’nde bulduğumuz Divançe’de yer alan şiirlerdeki, atasözleri ve deyimlerin bugüne kadar incelenmemiş olmasının eksikliğini gidermek çalışmanın genel problemini oluşturmaktadır. Hilmî Kıbrısî Efendi’nin Divançe’sindeki şiirlerde yer alan atasözleri ve deyimlerdeki dil ve üslup incelenerek, yapısal özelliklerine ve farklılıklarına göre çeşitli başlıklar altında tasnif edilmiştir. Bunlar alfabetik olarak sıralanmış, sonra da beyitler içerisinde kullanıldıkları şekilde yazılmışlardır. Türk Dil Kurumu’nun Atasözü ve Deyimler Sözlüğü’nde yer alan anlamları ise, parantez içerisinde verilmiştir. Bu bağlamda, Hilmî Kıbrısî Efendi’nin Kıbrıs Türk edebiya- tındaki yeri, Divançe’sindeki şiirlerde geçen atasözleri ile deyimleri, Türk edebiyat dünyasının ortak geçmişine paralel olarak Kıbrıs Türk edebiyatında da kullanılması, hangi başlık altında daha çok yer aldıkları, bunun nedenleri sorgulanmış ve tespit edilmiştir.