Abstract
İnsanın kendisi, çevresi, hayat ve evrenle ilgili algıları; kültür unsurları, gelenek ve görenekleri, inançları vs. çeşitli yollarla ifade edilir. Gördüğü varlıklarla, görmediği fakat varlığına inandığı varlıklar arasında
ilişki kuran insanoğlu, tarihin en eski dönemlerinden beri bu varlıklarla ilgili çeşitli kabul ve davranışlar
sergiler, olumlu ve/veya olumsuz anlamlar yükleyerek simgeleştirdikleri unsurlarla çeşitli inanç kalıpları
oluşturur. Bu inanç kalıpları insanların kişilik özelliklerinin bir parçası hâline dönüştüğü gibi, toplum tarafından benimsenip yaygınlaştıkça toplumun kimliğini oluşturan unsurlar arasında da yer almaya başlar. Türk
boylarının mitolojik evren tasarımında üç boyutlu bir yapı söz konusudur ve evrenin her katmanı ruhlarla
doludur. Yüce mavi gökte iyi ruhlar bulunurken, yerin altında Erlik’in hükümranlığında bulunan kötü ruhlar
yaşar. Gökyüzü ve yeraltı ruhları yeryüzünü etkiler. Kutsal gökte hüküm süren ışıklı ruhlar Ülgen’in buyruğu
ile insanlığa iyilikler, güzellikler, bolluk ve bereket getirirler. Yeraltındaki kara iyeler bela, kıtlık ve ölümlere
neden olurlar. Diğer Türk boylarının mitolojik dünya tasavvurunda olduğu gibi Kırgız Türklerinin mitolojik
inanç dünyasında da insanların hayatını olumsuz yönde etkileyen, kötülük ve belalara sebep olan kötü ruhlar/kara iyeler yer almaktadır. Kırgız Türkleri; insanların ve hayvanların hastalığını/ölümünü, yaşanan talihsizlikleri, bereketsizlik ve kıtlığı kötü ruhların olumsuz etkisine bağlamışlardır. Destan türünün bir özelliği
olarak toplumun ortak düşünce sistemlerini, felsefelerini, sosyolojik değerlendirmelerini yansıtan Kırgız
Türklerinin destanlarında da toplumun inanç dünyasından izler bulmak mümkündür. Genelde Türk boylarının,
özelde Kırgız Türklerinin ortak kültür mirası olan bu inanç unsurları dijital kültür ortamlarının yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan sanal ortamlarda yaşatıldıkça daha geniş kitlelere ulaşma olanağı bulacaktır. Sözlü kültür
ürünlerinden ve halk inançlarından yararlanarak çağdaş ürünler ortaya koyan ve bu ürünleri dünyaya pazarlayan Batılı ülkeler küresel kültür oluşturma yarışında öne çıkmaya başlamıştır. Sözgelimi çizgi filmlerde,
bilgisayar oyunlarında ve korku filmlerinde kurgulanan fantastik kahramanların genellikle Batı kültüründen
uyarlama olduğu görülmektedir. Oysa Türk boylarının kültürel bakiyesinde bu tür karakterleri oluşturacak pek
çok kaynak mevcuttur. Bu kaynakların tespit edilip yeni nesillerin sosyokültürel ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde senaristler ve oyun tasarımcıları gibi sanatçılar tarafından yeniden işlenerek çağdaş anlatı ortamlarında yaşatılması sağlanmalıdır. Bu sayede kültürel belleğin özüne ait unsurlarla beslenmesi ve atalardan kalan somut olmayan kültürel miras ürünlerinin yeni kültür ortamlarına uyarlanarak aktarımı sağlanacaktır. Bu tür çalışmalar UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras politikalarına da uygundur. Bu çalışmada Kırgız Türklerinin “kence epos” olarak adlandırılan destanlarında yer alan “kara iyeler” ve “devler”in sembolik anlamlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu motiflerin bölge kültürüne ve küresel kültüre kazandırılması da makalenin amaçları arasındadır.