Osmanlı’da matbaa kültürünün tam olarak içselleştirilmediği, bununla birlikte sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş sürecini tartışmaya imkân tanıyan XIX. ve XX yüzyıl başlarına ait biyografi metinleri, “delilik” konusunda içerdiği bilgilerle toplumun deliliğe bakış açısını yansıtan önemli kaynaklar arasında yer alır. Türk halk bilimi çalışmalarında “delilik” kavramı, şimdiye kadar biyografi metinlerinden hareketle tartışmaya pek açılmamıştır. “Her topluluğun kendi folkloru vardır” sözünden yola çıkarak şehir kültürüne ait, üst sınıfa mensup eğitimli şairlerin bir grup oluşturmasından hareketle Osmanlı’nın son döneminde “deli” olarak adlandırılan şairler toplumda nasıl karşılanmışlardır sorusu üzerine düşünmek gerekir. Bu yazıda Son Asır Türk Şairleri’nde “deli” olarak adlandırılan şairler, hem kültür çevreleri ve dönemleri açısından değerlendirilecektir. İbnülemin Mahmud Kemal İnal tarafından Son Asır Türk Şairleri’nde çeşitli sebeplerle akıl sağlığını kaybeden ve normal dışı davranışlar sergileyen şairlerden söz edilirken bu şairlerden bir kısmının akıl hastalığından ziyade aykırı kişilikleriyle ön plana çıktığı görülür. Ayrıca bu kişilerin tezkirede deli, mecnun ve meczup şeklinde farklı adlandırmalarla ele alındığı fark edilir. Bu sebeple yazıda, tezkirede yer alan şairler arasında aykırılık yaratan durumlar nelerdir, akıl sağlığını yitiren şairlerin deli, mecnun ve meczup gibi ayrıştırılmasında ayırt edici unsurlar nelerdir, bu adlandırmalar “romantik”, “akıllı” ve “kutsal” deli kavramları çerçevesinde tartışılabilir mi sorularına cevap aranacaktır. Osmanlı toplumunda akıl sağlığı yerinde olmayan kişilerin, hastalıklarının derecesine göre farklı uygulamalara tabii tutulduğu, genellikle gündelik hayatta diğer insanlar ile iç içe bir yaşam sürdükleri ve toplumsal alandan dışlanmadıkları görülür. Michael W. Dols deliliği “romantik”, “akıllı” ve “kutsal” olmak üzere üç şekilde sınıflandırır. Son Asır Türk Şairleri’ndeki biyografilere bakıldığında, Dols’un sınıflandırmasında olduğu gibi deliliği birbirinden ayırmak pek mümkün görünmemektedir. “Romantik” deli olarak adlandırılabilecek bir kişinin aynı zamanda “akıllı” ve “kutsal” delilik özelliklerini taşıdığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte “romantik” delilikle “akıllı deliliğin” bir arada ve aynı şekilde “akıllı” delilik ile “kutsal” deliliğin birlikte görüldüğü de dikkati çekmektedir. Ayrıca eserde akıl sağlığı yerinde olmayan kimi şairlerin yaşadıkları büyük travmalar neticesinde, sonradan akıl sağlıklarını kaybettikleri anlaşılmaktadır. Akıl sağlığını yitirmelerindeki neden ailevî, sosyal ve siyasal olabildiği gibi edebî metinlerin etkisiyle de ilişkilidir. Edebî metinlerde Mecnun tipinin âşık kimliği için bir model teşkil etmesi, şairleri Mecnun gibi davranmaya itmiş görünmektedir. Yaşamlarının merkezine aşkı alarak toplumdan kendilerini izole eden şairler, karşılarına çıkan otoriteye de karşı çıkmışlardır. Dönemin siyasi atmosferine bağlı olarak iktidara muhalif eleştiriler getiren şairler de aykırı bulundukları için deli olarak adlandırılmıştır. Hatta deli olmamalarına rağmen bazıları hükûmete yönelik eleştirilerde bulundukları için herhangi bir cezaya maruz kalmamaları için yakınları tarafından deli kılıfına sokularak akıl hastanesine yatırılmışlardır. İçki içmek de sözlü kültürde delilik sebebi olarak görülmüş, içkiye müptela şairlerin akıllarını “doğru yolda” kullanamadıkları için trajik sonları ibretlik bir ders olarak okura sunulmuştur. Tanrı aşkıyla cezbeye kapılan meczupların ise normal dışı davranışlar göstermesi toplumsal hayatta olağan karşılanmış, hatta bu kişilerin bilinmezlik âleminin habercileri olarak makamlarının velilik mertebesinde olduğu düşünülmüştür. Toplumsal kurallara uymamaları, dini vecibeleri yerine getirmemeleri, normal dışı davranışlar sergilemeleri, aşka ve içkiye müptela olmaları yadırganmamıştır.
Biography texts of the early 19th and early 20th centuries, where the printing press culture was not fully internalized in the Ottoman Empire, but also allowed to discuss the transition from oral culture to written culture, are among the important sources that reflect the society's view of insanity with the information they contain on the subject of "insanity". However, the concept of "madness" in Turkish folklore studies has not been discussed much from the biography texts until now. It is necessary to think about the question of how the poets, who were called "crazy" in the last period of the Ottoman Empire, were perceived in the society, based on the saying "Every community has its own folklore", and the fact that educated poets belonging to the city culture and belonging to the upper class are a group. One of the issues to be addressed within the framework of Ottoman cultural history is the ways in which the concept of insanity was comprehended in the Ottoman society. The comprehension of the concept of insanity from the late 19th century to the early 20th may be discussed by means of the biographies of poets who were mentally unwell in real life. Son Asır Türk Şairleri discusses poets who, for various reasons, had lost their mental health and who displayed abnormal behavior, and, at the same time, portrays how some of these poets had been foregrounded not by their mental illnesses but by their anomalous characters. Moreover, these figures are referred to in the collection of biographies through various forms of naming, such as crazy [deli], lunatic [mecnun], and mad [meczup]. This study aims to address the following questions: What are the incident leading to anomalous character traits among the poets whose biographies are included in the collection? What are the distinguishing elements of the process by which these mentally unwell poets are called crazy, lunatic, or mad? Could this naming process be discussed in the framework of “romantic,” “intelligent,” or “sacred” insanity? It is observed that, in the Ottoman society, mentally unwell people were subject to various practices depending on the severity of their illness, and that they mostly led daily lives in interaction with other people without being alienated from public space. Michael W. Dols categorizes insanity in three groups as “romantic,” “intelligent,” and “sacred” insanity. When the biographies included in Son Asır Türk Şairleri are analyzed, it becomes evident that types of insanity cannot be easily distinguished as in Dols’s categorization. It is evident that a person considered a “romantic” lunatic may as well possess characteristics of “intelligent” and “sacred” insanity. It is also notable that, in the collection, “romantic” insanity and “intelligent” insanity are demonstrated as coexisting, and so are “intelligent” insanity and “sacred” insanity. In addition, the collection points to some mentally unwell poets who had lost their mental health later, as an outcome of the major traumas they had experienced. While the reasons for losing their mental health may have been familial, social, and political factors, they may also be related to the effect of literary texts. The fact that the Mecnun [lunatic] type, in literary texts, constitutes a model for the identity of one who is in love has motivated poets into acting like they were Mecnun [lunatic]. Having isolated themselves from the society by centering their lives on love, these poets resisted all forms of authority that they came across. The poets who introduced criticisms opposing those in power, in line with the period’s political atmosphere, were also deemed insane as they were repugnant. What is more, although they were not insane, they were disguised as such and admitted to insane asylums by their relatives so that they would not be convicted for their critique of the government. Consuming alcohol, too, was regarded as a reason for insanity, and poets addicted to alcohol are presented to the reader as a didactic lesson since their lives ended tragically due to not using their intellect “in the right way.” Those who were maddened by their love of God, however, were accepted to demonstrate abnormal behavior in social life, and they were even thought of as messengers from the realm of obscurity, thereby being worthy of a saintly status. The fact that they did not conform to social rules and fulfill their religious duties, and that they depicted abnormal behavior and were addicted to alcohol was not deemed odd.
Oral culture written culture insanity Son Asır Türk Şairleri [Last Century Turkish Poets] lunatic mad
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | April 4, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 18 Issue: 137 |
Millî Folklor is licensed under a Attribution-NonCommercial 4.0 International license https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/