Bu çalışma, iman merkezli sorunlar ve bu sorunlarla ilişkili düşünce akımlarından olan deizm ve ateizmin ilişkisi üzerine derinlemesine bir incelemeyi sunmaktadır. İnsanın doğasında var olan tanrı inancının ve ruhsal tatminini, ateizm ve deizm gibi modern düşünce akımlarının bu ihtiyaçları karşılamayacağı malumdur. Tarih boyunca insanların imanla ilişkili sorunlarla karşılaştığı gerçeğinden hareketle hak ve batıl mücadelesi olarak adlandırılan çatışma, insanlığın varoluşundan günümüze kadar süregelen bir süreçtir. Bilimsel bir perspektiften bakıldığında, iman esaslarının (dini inançların) insan psikolojisi ve sosyolojisi üzerindeki etkileri karmaşık ve çok boyutludur. Aynı şekilde ateizm ve deizm gibi düşünce sistemlerinin de bireylerin ruhsal sağlığı ve yaşamın anlamı üzerindeki etkilerini değerlendirmek önemlidir. Bu Çalışma, mevcut bilimsel terminolojideki bilgilerin derinlemesine analizini yaparak, inanç merkezli sorunlar ve modern düşünce akımlarından ateizm ve deizmin ilişkisi hakkında geniş bir bakış açısı sunmayı hedeflemektedir. Araştırmanın, iman merkezli sorunlar ve bu sorunlarla ilişkili düşünce akımları üzerinde yapılacak olan araştırmalara da ilham kaynağı olması beklenmektedir. İnsan doğası gereği yüce bir yaratıcıya inanma eğiliminde olduğundan, bireyler kendilerini deizmi, ateizme nazaran kabule daha yakın bulabilmektedirler. Bu nedenle deizmin, ateizme bir köprü vazifesi gördüğü söylenebildiği gibi ateizme geçişin ilk adımı olarak da düşünülebilir. Deizmin ahiret inancı olmaması ve peygamberlik, vahiy ve nübüvvet gibi kavramları reddetmesi de ateizm ile ortak paydalarını oluşturur. Bu çalışma aynı zamanda deizmin ve ateizmin ortak ve farklı yönlerini derinlemesine analiz ederek, dinî inançların ve felsefi yaklaşımların insan yaşamı ve düşüncesi üzerindeki etkilerini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Deizmin, ateizme olan yakınlığı ve geçişkenliği üzerine yapılan bu inceleme, dinî inançların bireylerin yaşamındaki yerinin ve öneminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
This study offers an in-depth examination of faith-centered issues and their relationship with thought currents such as deism and atheism. It is well-known that the inherent belief in a deity and the quest for spiritual satisfaction in human nature cannot be fulfilled by modern thought currents like atheism and deism. The conflict known as the struggle between truth and falsehood, stemming from the reality that humans have faced faith-related issues throughout history, is a process that has continued from the inception of humanity to the present day. From a scientific perspective, the effects of faith principles (religious beliefs) on human psychology and sociology are complex and multifaceted. Similarly, it is important to evaluate the impact of thought systems like atheism and deism on individuals' mental health and the meaning of life. This study aims to provide a broad perspective on faith-centered issues and the relationship between atheism and deism by conducting an in-depth analysis of existing information within scientific terminology. It is expected that the research will inspire further studies on faith-centered issues and related thought currents. Since human nature tends to believe in a supreme creator, individuals may find themselves more inclined to accept deism over atheism. Therefore, deism can be seen as a bridge to atheism or as the first step towards it. The lack of belief in the afterlife in deism and its rejection of concepts such as prophecy, revelation, and nubuwwah also constitute common ground with atheism. This study also aims to analyze the common and different aspects of deism and atheism in depth, examining the effects of religious beliefs and philosophical approaches on human life and thought. This investigation into the closeness and permeability between deism and atheism will help better understand the place and importance of religious beliefs in individuals' lives.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Kelam |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 25 Haziran 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 27 Temmuz 2024 |
| Kabul Tarihi | 9 Ocak 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 20 |