The relations between Islamic states should be based on the law of peace and fraternity. However, the historical reality is that internal and external factors as well as relationship between Muslims are being destroyed and conflicts arise. The aim of the study is to clarify the situations when the Islamic state can and cannot struggle with other Islamic states. The wars are considered to be legitimate and do not contradict their principles as they are held to protect the borders of the country against all kinds of attacks, to disrupt the plans of the colonial and imperialist powers in the world, to support the unfairly attacked Islamic state, and to stop those who cause mischief and mischief among the believers and stop the unity of Muslims and unity. In order to achieve it the Islamic state has right to fight with another Islamic state struggles using methods that are most suitable for the conditions and time. It will be illegitimate for the Islamic state to start a war against other Muslim societies without any legitimate reason. It is illegal to attack countries where Muslims live by committing actions that have no legal basis, such as acting through sectarian mourning and destroying members of various sects, exploiting the wealth of other Islamic states and expanding the zone of sovereignty, as well as serving the purposes of the colonial and imperialist powers in the world. Those who declared war for unjustified reasons and killed Muslims bear great responsibility.
İslâm devletlerinin aralarındaki ilişkilerin
barışa dayalı ve kardeşlik hukuku içinde olması gerekir. Ancak iç ve dış
etkenlerle Müslümanların birbirleri ile ilişkilerin bozulduğu ve çatışmaların
yaşandığı da tarihî bir gerçekliktir. Bu çalışmada bir İslâm devletinin kendisi
ile aynı inancı paylaşan diğer İslâm devleti ile hangi durumlarda
savaşabileceği ve hangi durumlarda da savaşamayacağı hususunun açıklığa kavuşturulması
hedeflenmektedir. Ülkenin sınırlarını her türlü saldırıya karşı korumak,
dünyadaki sömürgeci ve emperyalist güçlerin planlarını bozmak, haksız saldırıya
uğrayan İslâm devletinin yanında yer alıp ona zor anında destek olmak, Müslümanların
birlikteliğini ve ümmet şuurunu bozan ve müminler arasında fitne ve fesada yol
açanları durdurmak amacıyla yapılacak savaşlar dinin genel ilkelerine aykırılık
taşımadığı için meşru savaşlardır. Bu gayelere ulaşmak için bir İslâm
devletinin diğer İslâm devletine karşı savaş dâhil olmak üzere zamanın
şartlarına en uygun metotlarla mücadele içinde olması onun hakkıdır. İslâm
devletinin meşru bir gerekçeye dayalı olmaksızın Müslüman toplumlara savaş
açması ise hiçbir zaman meşru olmayacaktır. Mezhep taassubu ile hareket edip
farklı mezhep mensuplarını ortadan kaldırmak, diğer İslâm devletlerinin
zenginliklerini sömürüp hükümranlık alanını genişletmek, dünyadaki sömürgeci ve
emperyalist güçlerin amaçlarına hizmet etmek gibi meşru zemine oturmayan gayelerle
Müslümanların yaşadıkları ülkelere saldırılar düzenlemek gayri meşrudur. Meşru
olmayan sebeplerle savaş ilan edip Müslümanların ölmesine sebep olanlar büyük
bir sorumluluk taşımaktadırlar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | April 24, 2020 |
Submission Date | March 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 9 Issue: 2 |
MANAS Journal of Social Studies