The Friday Khutbah, which is done before the prayer, in essence, serves as the general religious education for Muslims. The purpose of the Friday Khutbah is to provide all strata of the Muslim people with knowledge and understanding on religious issues. There is some dispute among Islamic scholars regarding which language should be used in Friday Khutbah. Some of them argued that the Friday Khutbah must be delivered in Arabic. Others said that the purpose of the Friday Khutbah is to provide the audience with knowledge and guide them to the right destination. They stated that this objective could be achieved only if the Friday Khutbah was delivered in a language understood by the audience. They argued that the Friday Khutbah should be delivered in a language that the local people can understand. This article discusses various views of the Islamic scholars on the subject, including a comparative analysis of their evidence. As a result of our study, we have seen that it is correct to deliver the Khutbah in a language that the local people can understand and this approach is suitable for the Khutbah's purpose.
Cuma günü, Müslümanlar için kutsal bir gündür. Namaz öncesindeki hutbe, Müslümanlar için yaygın din eğitimi niteliğindedir. İslami bilgi ve düşüncenin geniş kitlelere ulaştırılmasında büyük önem arz etmektedir. Hutbenin amacı, Müslüman halkın tüm kesimlerini dini bilgilerle aydınlatmak, onlara vaaz ve nasihatler vermek suretiyle onların dini duygularını geliştirmek, onları yardımlaşma ve dayanışma gibi iyiliklere yönlendirmek, kötülüklerden sakındırmaktır. Belki de cuma gününün ve namazının önemi, hutbeden kaynaklanmaktadır.
Hutbenin hangi dil ile okunması hususunda, İslam alimleri arasında bir takım ihtilaflar vardır. Onlardan bir kısmı, Hz. Muhammed’in hutbelerini Arapça okuduğu, hutbenin Cuma namazının bir parçası olduğu sebebiyle hutbelerin mutlaka Arapça okunması gerektiğini savunmuşlardır.
Diğer bazıları ise, hutbenin okunuş amacının halka bilgi vermek, halkı iyi ve güzel olan şeylere yönlendirmek olduğunu söylemişlerdir. Bunun içinde, hutbenin sadece halkın anlayacağı dilde olması durumunda hedefe ulaşılacağını belirterek, hutbelerin yerel halkın anlayacağı dilden olması gerektiğini savunmuşlardırlar. Bu ikinci grup, iddialarını desteklemek için şu delilleri öne sürmüşlerdir. Birincisi: Kur’an ve sünnette hutbenin Arapça olmasını gerektiren bir delil yoktur. İkincisi: Hz. Muhammed, Arap toplumunda yaşadığı için Arapça hutbe sunmuştur. Üçüncüsü: Hz. Ömer ve bazı halifeler, hutbe esnasında halk ile gündelik dil ile bazı konuşmalar yapmıştır. Dördüncüsü: Hutbenin yerel halkın dilinde okunması İslam’ın maksatlarına uygundur.
İşte bu makalemizde, konuyla ilgili görüşleri ve onların delil ve bakış açılarını karşılaştırmalı bir şekilde bulacaksınız. Makalenin sonunda doğru olduğuna inandığımız görüşü sunacağız.
Cuma günü, Müslümanlar için kutsal bir gündür. Namaz öncesindeki hutbe, Müslümanlar için yaygın din eğitimi niteliğindedir. İslami bilgi ve düşüncenin geniş kitlelere ulaştırılmasında büyük önem arz etmektedir. Hutbenin amacı, Müslüman halkın tüm kesimlerini dini bilgilerle aydınlatmak, onlara vaaz ve nasihatler vermek suretiyle onların dini duygularını geliştirmek, onları yardımlaşma ve dayanışma gibi iyiliklere yönlendirmek, kötülüklerden sakındırmaktır. Belki de cuma gününün ve namazının önemi, hutbeden kaynaklanmaktadır.
Hutbenin hangi dil ile okunması hususunda, İslam alimleri arasında bir takım ihtilaflar vardır. Onlardan bir kısmı, Hz. Muhammed’in hutbelerini Arapça okuduğu, hutbenin Cuma namazının bir parçası olduğu sebebiyle hutbelerin mutlaka Arapça okunması gerektiğini savunmuşlardır.
Diğer bazıları ise, hutbenin okunuş amacının halka bilgi vermek, halkı iyi ve güzel olan şeylere yönlendirmek olduğunu söylemişlerdir. Bunun içinde, hutbenin sadece halkın anlayacağı dilde olması durumunda hedefe ulaşılacağını belirterek, hutbelerin yerel halkın anlayacağı dilden olması gerektiğini savunmuşlardırlar. Bu ikinci grup, iddialarını desteklemek için şu delilleri öne sürmüşlerdir. Birincisi: Kur’an ve sünnette hutbenin Arapça olmasını gerektiren bir delil yoktur. İkincisi: Hz. Muhammed, Arap toplumunda yaşadığı için Arapça hutbe sunmuştur. Üçüncüsü: Hz. Ömer ve bazı halifeler, hutbe esnasında halk ile gündelik dil ile bazı konuşmalar yapmıştır. Dördüncüsü: Hutbenin yerel halkın dilinde okunması İslam’ın maksatlarına uygundur.
İşte bu makalemizde, konuyla ilgili görüşleri ve onların delil ve bakış açılarını karşılaştırmalı bir şekilde bulacaksınız. Makalenin sonunda doğru olduğuna inandığımız görüşü sunacağız.
Пятничная хутба (пятничная проповедь), которая проводится перед пятничным намазом, по сути, служит самой массовой и простой формой религиозного просвещения мусульман. Хутба- имеет значимую и важную роль в передаче истинных и достоверных знаний об Исламе. Целью пятничной хутбы является предоставление всем слоям мусульманского населения религиозной информации и понимание в отношении их религии, также призыв верующих к единению и солидарности, а также недопущения запретного. Среди мусульманских ученых имеются некие разногласия относительно того, на каком языке должна проводиться пятничная хутба. Некоторые из них утверждают, что пятничная хутба должна проводиться на арабском языке. Другая часть ученых считают, что цель пятничной хутбы заключается в передаче религиозных знаний аудитории и наставление присутствующих на праведный путь. Они утверждают, что данная цель может быть достигнута только в том случае, если пятничная хутба будет проводиться на языке, понятном для аудитории то, есть на языке местного населения. В этой статье обсуждаются различные взгляды мусульманских ученых, которые высказали свои мнения относительно языка пятничной хутбы. Также, в поддержку своего мнения, обе группы ученых приводят доказательства и аргументы своих взглядов. В нашей статье мы собрали мнения всех сторон вместе с их доказательствами. В результате нашего исследования мы убедились, что правильно проводить хутбу на языке, понятном местным жителям, и что такой подход соответствует цели хутбы.
Primary Language | Russian |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Early Pub Date | January 31, 2022 |
Publication Date | January 31, 2022 |
Submission Date | June 17, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 11 Issue: 1 |
MANAS Journal of Social Studies