Kehanet, Mezopotamya’da ve diğer antik uygarlıklarda genellikle tanrısal iradeyi öğrenme ve geleceğe dair öngörülerde bulunma aracı olarak değerlendirilmiştir. Ancak Mezopotamya’daki uygulamalara yakından bakıldığında, kehanetin yalnızca dini bir ritüel olmaktan öte, siyasal otoritenin gerekçelendirilmesi, yönetsel kararların tanrısal güvenceyle temellendirilmesi ve başarısızlık durumlarında sorumluluğun tanrıya aktarılması gibi işlevlere sahip, kurumsallaşmış bir pratik olduğu görülmektedir. Extispisi, rüya yorumları ve peygamberlik bildirileri gibi tekniklerle yürütülen bu uygulamalar; karar destek süreci, bilgi yönetimi ve ideolojik söylem üretimi açısından da merkezi bir rol oynamıştır. Kehanetin biçimsel yapısı, görevlerin uzmanlaşmaya dayalı biçimde ayrılması, peygamber figürlerinin saray içerisindeki konumlanışı ve bu içeriklerin yazılı rapor hâline getirilmesi, sürecin ne denli sistemli bir yapıya kavuştuğunu ortaya koymaktadır. Aynı zamanda bu yapı, tanrısal mesajların nasıl dolaşıma sokulduğunu ve kamusal alana nasıl sunulduğunu da biçimlendirmiştir. Bu makale, Mari arşivleri, Esarhaddon kehanet koleksiyonu ve Neo-Asur dönemi yazışmaları gibi birincil kaynaklar üzerinden kehanetin siyasal meşruiyet üretimindeki rolünü incelemektedir. Kraliyet eylemlerinin tanrısal onayla çerçevelenmesi, başarısızlık durumlarında sorumluluğun doğrudan yöneticilere değil, tanrısal iradeye dayandırılan kararlara yönlendirilmesi ve kehanet pratiklerinin zamanla standartlaştırılarak eğitsel ve kurumsal süreçlere entegre edilmesi gibi işlevsel yönleri üzerinde durulmaktadır. Yapılan çözümlemeler, kehanetin yönetsel kararları tanrısal temele dayandıran, geçmiş başarılarla bugünü ilişkilendiren ve siyasal sürekliliği ideolojik düzeyde meşrulaştıran merkezi bir araç olduğunu ortaya koymaktadır.
“Mezopotamya Kehanet Geleneği: Siyasal Meşruiyet Üretimi ve Kurumsal Yapılanmadaki Rolü” başlıklı çalışmanın yazım sürecinde bilimsel kurallara, etik ve alıntı kurallarına uyulmuş; toplanan veriler üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmamış ve bu çalışma herhangi başka bir akademik yayın ortamına değerlendirme için gönderilmemiştir.
Prophecy has generally been regarded in Mesopotamia and other ancient civilizations as a means of understanding divine will and foreseeing future events. However, a closer examination of Mesopotamian practices reveals that prophecy was not merely a religious ritual, but rather a deeply institutionalized practice that served functions such as legitimizing political authority, grounding administrative decisions in divine assurance, and transferring responsibility to the divine in cases of failure. Practices such as extispicy, dream interpretation, and prophetic declarations played a central role not only in religious life, but also as mechanisms of decision support, knowledge management, and ideological discourse production. The structural features of prophecy, including the specialization of roles, the positioning of prophetic figures within the royal court, and the transformation of prophetic content into written reports, demonstrate the systematic nature of these processes. This structure also shaped how divine messages were disseminated and presented within the public sphere. This article examines the role of prophecy in the production of political legitimacy through an analysis of primary sources such as the Mari archives, the Esarhaddon prophecy collection, and Neo-Assyrian correspondence. It focuses on how royal actions were framed through divine endorsement, how responsibility in the face of failure was redirected from the ruler to decisions based on divine will, and how prophetic practices were gradually standardized and integrated into educational and institutional processes. The analysis reveals that prophecy functioned as a central instrument that grounded administrative decisions in divine authority, linked present governance to past achievements, and ideologically legitimized political continuity.
During the writing process of the study “The Mesopotamian Prophetic Tradition: The Production of Political Legitimacy and Its Role in Institutional Structuring” scientific rules, ethical and citation rules were followed. No falsification was made on the collected data and this study was not sent to any other academic publication medium for evaluation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Ancient History (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | October 3, 2025 |
Submission Date | June 1, 2025 |
Acceptance Date | August 12, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Volume: 14 Issue: 4 |
MANAS Journal of Social Studies