Amaç: Bu çalışma ile inme ünitesinde yatan hastaların nörolojik durumlarını, yaygın olarak kullanılan
fonksiyonel değerlendirme ölçekleri ile takip ederek bu ölçeklerin iyileşmeyi belirlemedeki etkilerini
karşılaştırıp sadece yürümenin değil dengenin ve düşme riskinin fonksiyonel iyileşme sürecindeki
önemini vurgulamayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Aydın Devlet Hastanesi İnme Ünitesi’nde yatan ve dahil edilme kriterlerini
karşılayan 31 hastanın verileri çalışmaya alındı. Hastaların denge düzeyleri ve postüral kontrolleri; Berg
Denge Skalası (BBS) ile nörolojik değerlendirmeleri Ulusal İnme Sağlık Ölçeği Skalası (NIHSS) ile inmeye
bağlı dizabiliteleri ise modifiye Rankin Skalası (mRS) ile standardize edildi. Hasta değerlendirmelerinin
ilki inme ünitesinden taburcu oldukları gün, ikincisi ise altı ay sonra yapıldı.
Bulgular: Çalışma için 50 hasta değerlendirmeye alındı. Ancak çeşitli nedenlerle 19 hasta dışlandı.
Verileri analiz edilen 31 hastanın %58’i kadın olup yaş ortalamaları 71,1 ± 11,8 yıldı. Hastaların NIHSS
ve mRS skorlarının altı ay sonra anlamlı olarak azaldığı (p<0,001), BBS skorlarının ise anlamlı olarak
artış gösterdiği saptandı (p<0,001). Altı ay sonra mRS skorlarına göre bağımsız hasta sayısındaki
artışın anlamlı olduğu bulundu (p<0,001). Başlangıçta BBS’ye göre hastaların %90’ı (n=28) orta-yüksek
düşme riskine sahipken, bu oran altı ay sonra anlamlı bir şekilde %42’ye (n=13) düştü (p<0,001).
İlk değerlendirmede BBS ve mRS’ye göre hastaların düşme risk varlığı ve bağımlı olma durumları
karşılaştırıldığında BBS’nin daha yüksek düzeyde limitasyon bildirdiği saptandı (χ²=5,26; p=0,022).
İkinci değerlendirmede de BBS’nin mRS’ye kıyasla daha yüksek düzeyde limitasyon bildirdiği saptandı
(χ²=14,9; p<0,001). BBS, mRS ve NIHSS ölçeklerinin ilk ve son değerlendirme skorları arasındaki korelasyonlar
incelendiğinde birbirleriyle yüksek düzeyde korele olduğu bulundu (p<0,05).
Sonuç: Çalışmamıza göre; akut dönemde inme ünitesinde tedavi alan hastaların altı ay sonra
fonksiyonel olarak bağımsızlık kazanma ve yardımsız yürüme oranları yüksektir. BBS, klinikte rutin
olarak uygulanan mRS’ye oranla daha fazla sayıda riskli hastayı saptayabilmektedir. Bu nedenle,
yardımsız yürüyen her hastada denge ve düşme riskinin değerlendirilmesi önem arz etmektedir.
BBS kullanımının yaygınlaşmasıyla riskli hastaların belirlenmesi sonrası düşmeye bağlı oluşabilecek
komplikasyonlar azalarak tedavi maliyetleri ve engelliliğe göre ayarlanmış yaşam yılı kayıplarının
düşeceği öngörülmektedir.
Aydın Devlet Hastanesi İnme Ünitesi’nde hasta takip eden, ünitenin açılması, işlemesi ve geliştirilmesinde katkıları bulunan nöroloji uzmanları; Dr. Behice Bircan’a, Dr. Cennet Nalan Kuş Soyder’e, Dr. Güllü Kardaş’a, Dr. Dilek Demir Kıylıoğlu’na, Dr. Bengi Gedik Topçu’ya, Dr. Özcan Güneş’e ve inme ünitesinde çalışmış olan tüm hemşire, sağlık personellerine teşekkür ederiz.
Aim: In this study, we aimed to emphasize the importance of not only walking but also balance and fall risk in the functional recovery process
by monitoring the neurological status of patients hospitalized in the stroke unit with commonly used functional assessment scales and
comparing the effects of these scales in determining recovery.
Material and Methods: The data of 31 patients who were hospitalized in the stroke unit of Aydın State Hospital and met the inclusion criteria
were included in the study. Balance levels and postural controls of patients; with the Berg Balance Scale(BBS), neurological assessments;
with the National Stroke Health Scale(NIHSS), and stroke-related disabilities were assessed with the modified Rankin Scale(mRS). The first
patient evaluations were made on the day of discharge from the stroke unit, and the second was done six months later.
Results: Fifty patients were evaluated for the study. However, 19 patients were excluded for various reasons. Of the 31 patients whose data
were analyzed, 58% were women, with a mean age of 71.1 ± 11.8 years. It was determined that the NIHSS and mRS scores of the patients
decreased significantly (p<0.001) after six months, while the BBS scores increased significantly (p<0.001). After six months, the increase in
the number of independent patients according to the mRS scores was found to be significant (p<0.001). While 90% (n=28) of the patients
had a medium-high fall risk according to BBS at baseline, this rate dropped significantly to 42% (n=13) after six months (p<0.001). In the first
evaluation, when the presence of fall risk and dependency status of the patients were compared according to BBS and mRS, it was found
that BBS reported a higher level of limitation (χ²=5.26; p=0.022). In the second evaluation, it was found that BBS reported a higher level of
limitation compared to mRS (χ²=14.9; p<0.001). When the correlations between the first and last evaluation scores of the BBS, mRS and
NIHSS scales were examined, it was found that they were highly correlated with each other (p<0.05).
Conclusion: According to our study, patients who received treatment in the stroke unit in the acute phase had highrates of functional
independence and unaided walking after six months. BBS can detect more risky patients than mRS, which is routinely applied in the clinic.
For this reason, it is important to evaluate balance and fall risk in every patient walking unaided. With the widespread use of BBS, it is
predicted that after the identification of risky patients, complications that may occur due to falls will decrease, and treatment costs and
disability-adjusted life-year losses will decrease.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 25, 2021 |
Acceptance Date | October 24, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 3 |