Taşra merkez ilişkileri üzerine kurulmuş olan bu çalışmada, öncelikle taşra üzerine yapılan tanımlara yer verilmiştir. Taşranın ne olduğu üzerine konuşulduğu andan itibaren merkezin devreye girdiği görülmüştür. Taşra ve merkez birbirinden ne kadar uzak olsalar da biri olmadan diğerinden bahsetmek mümkün değildir. Türk edebiyatı metinlerinde taşra, merkezden uzak bir yerdir ve merkezde olanın diliyle yazılmıştır. Taşranın Türk edebiyatındaki ilk hâli, köydür. Köyden kasabaya geçişten ve kasaba sıkıntısından bahsedebilmek için 1950’li yılları beklemek gerekecektir. 1980’ler ve sonrasında taşraya bakış çeşitlenir. Tanzimat döneminde ya da Cumhuriyet döneminde genel bir taşra algısından söz edebiliyorken 1980’lerden sonra bu mümkün değildir. Dönemin siyasî, ekonomik ve kültürel etkisi her konuda değişimi gerçekleştirdiği gibi merkeztaşra ilişkilerini de değiştirmiştir. Taşra ve merkez arasındaki sınır silinmiş, şehirlerde taşra mahalleleri taşralarda ise küçük şehirler oluşmuştur. Hasan Ali Toptaş’ın 1994 yılında yayımlanan Gölgesizler romanında merkez-taşra ilişkisinin sorgulandığı yer, bir köydür. Bu köy ve aslında romandaki her şey, yokluk üzerinden var edilmiştir. Merkezin ve taşranın varlığı, kendisini taşra sıkıntısıyla belli eder
In this study which is based on relations between the province and the centre, firstly definitions of the province are placed. As from the moment talking about what the province is, althought the province and the centre are far away from each other, it is impossible saying something about one without other one. In texts of Turkish literature, the province is a place that is far away from the centre and it is written by centre language. First case of the province is village in the Turkish literature. To talk about coming from village to town and boredom of town, it was nessesary to wait for 1950s. The view to the province is multipied in 1980s and laters. There is a general perception of the province in the Tanzimat Era or Republic Era. This is impossible after 1980s influence of politics, economics and cultural conditions of the period which has changed every subject, the relations between the province and the centre has changed too. The border was erased between the province and the centre; provincial areas are took place in the city and small cities are formed in the province. In the Gölgesizler which is a novel written by Hasan Ali Toptaş and published in 1994, the place asking relations between the province and the centre is avillage. This village and rightly all things in the novel is brought into being on the absence. Being of the centre and the province, show itself with boredom of province
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 13 |