1 Ocak 1917’de eğitime başlayan Dârülelhan, Türk ve Batı müziği alanlarında müzik öğretmeni ye-tiştirmek amacıyla kurulmuş önemli bir eğitim kurumuydu. 1926 yılından itibaren basında başlayan Ala-turka-Alafranga musiki tartışması, aynı yıl Dârülelhanda Türk Musikisi bölümünün lağvedilerek eğitimi-nin yasaklanmasıyla sonuçlandı. 1931 yılının sonlarında ise konservatuarın modernleştirilmesi gündeme geldi. Bu bağlamda İstanbul Belediyesinin de katkılarıyla Joseph Marx ile bir anlaşma sağlandı. Marx, yönetime çeşitli raporlar sundu ve bazı tavsiyelerde bulundu. Marx’ın raporlarındaki en dikkat çekici tavsiye ise müfredata Türk müziği derslerinin konulması, millî bir müzik okulunun açılması, Batı armonisi ve orkestrasyonu girmemiş Türk müziğinin polifonik hale sokulmasıydı. Marx’ın ileri sürdüğü görüşler, 1926’da başlayan Alaturka-Alafranga müzik tartışmaları ile birlikte sentez fikrini de yeniden alevlendirdi. Böyle olunca, konuyla alakalı alakasız kişiler tarafından pek çok fikir ortaya atıldı. Mevzu, basında da geniş yankı buldu ve tartışmaların alevlendiği o günlerde Peyami Safa tarafından hem müzik dünyasının nabzını tutmak hem de fikir zümrelerinin kanaatlerini belirlemek amacıyla bir anket düzenlendi.
Alaturka müzik konusunda en fazla yazı yazan gazetecilerden biri olan Peyami Safa’nın yaptığı “Musikimiz Hangi Yola Girmeli?” başlıklı müzik anketi Cumhuriyet gazetesinin 7-29 Aralık 1932 günleri arasında yayımlandı. Safa, anket kapsamında Mesut Cemil, Yusuf Ziya (Demircioğlu), Nimet Vahid, Necip Yakup, Rauf Yekta, Ferdi Ştatzer, İzzet Nezih, Hasan Ferit (Alnar), Ruşen Ferit (Kam), Ekrem Besim (Tek-taş), M. Andonyades, Münir Nurettin (Selçuk), Nadir Nadi, Falih Rıfkı (Atay), Malatya Mebusu Dr. Hilmi (Oytaç) ile üç okuyucusunun fikirlerine başvurdu. Yazar, büyük ilgi uyandıran müzik anketinde temelde üç soruya cevap aradı. Bunlar; müzikte sentezin mümkün olup olmadığı, Türk müziğinin armonize edilip edilemeyeceği ve Türk müziğinin konservatuarda eğitiminin verilip verilemeyeceği idi. Anketin sonunda; Halk müziği ezgilerinin Batı müzik tekniğiyle işlenmesi ve bunun sonucunda çağdaş ve millî bir müziğe sahip olunacağı fikrine katılımcıların verdikleri cevaplar çeşitlilik gösterdi. Ankete katılanların büyük çoğunluğunun Türk müziğinin armonize edilmesine pek taraftar olmadığı görüldü. Konservatuarda Türk müziği eğitiminin verilmesi hususunda ise hemen herkesin, küçük nüanslar dışında tam bir fikir birliği içerisinde olduğu ortaya çıktı.
Bu makalede, 1934 Kasımı’nda Türk müziğine radyolarda getirilen yayın yasağı öncesi Peyami Sa-fa’nın Cumhuriyet gazetesinde 7-29 Aralık 1932 tarihleri arasında yaptığı müzik anketi incelenmektedir. Dönemin önde gelen sanatçılarının konuyla ilgili görüşleri bu anket vesilesiyle öğrenilerek, devletin takip ettiği musiki politikasının toplumda ve müzik dünyasında yarattığı ikilem ve kafa karışıklığı tüm açıklığıy-la ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Araştırmada ağırlık olarak dönemin basın yayın organları, konuyla ilgili basılı kaynaklar ile tezlerden istifade edilmektedir.
Dârülelhan, which started its education on January 1, 1917, was an important educational institution established to train music teachers in the fields of Turkish and Western music. The debate on Alla Turca-Alla Franca music, which began in the press in 1926, ended with the abolition of the Turkish Music Department in the Dârülelhan and the banning of its education in the same year. In late 1931, the modernization of the conservatory came to the agenda. In this context, an agreement was reached with Joseph Marx with the contributions of the Istanbul Municipality. Marx presented various reports to the management and made some recommendations. The most remarkable advice in Marx's reports was the introduction of Turkish music courses into the curriculum, the opening of a national music school, and the making of Turkish music polyphonic, which had not entered Western harmony and orchestration. The views put forward by Marx, together with the Alla Turca-Alla Franca music discussions that began in 1926, also revived the idea of synthesis. After that, many ideas were put forward by people who were relevant or unrelated to the topic. The issue also resonated widely in the press. Thus, in those days when the discussions flared up, a survey was organized by Peyami Safa to keep the pulse of the music world and determine the views of opinion coteries.
Peyami Safa, one of the journalists who wrote the most about Alla Turca music, "Which Way Should Our Music Go?” The music survey, titled, was published in Cumhuriyet newspaper between 7-29 December 1932. Safa sought the opinions of Mesut Cemil, Yusuf Ziya (Demircioğlu), Nimet Vahid, Necip Yakup, Rauf Yekta, Ferdi Ştatzer, İzzet Nezih, Hasan Ferit (Alnar), Ruşen Ferit (Kam), Ekrem Besim (Tektaş), M. Andonyades, Münir Nurettin (Selçuk), Nadir Nadi, Falih Rıfkı (Atay), Malatya Deputy Dr Hilmi (Oytaç), and three of his readers within the scope of the survey. The author sought answers to three questions in the music survey that attracted great interest. These questions were whether synthesis is possible in music, whether Turkish music can be harmonized, and whether Turkish music can be taught in a conservatory. At the end of the survey, the answers given by the participants to the idea that folk music melodies should be processed with Western music technique and that; as a result, contemporary and national music will be available varied. It was seen that the majority of the respondents did not support the harmonization of Turkish music. It was revealed that almost everyone agreed on the issue of Turkish music education in the conservatory, except for minor nuances.
In this study, the music survey conducted by Peyami Safa in the Cumhuriyet newspaper between December 7-29, 1932, before the broadcasting ban imposed on Turkish music on radios in November 1934, is examined. The opinions of the leading artists of the period on the subject are learned through this survey, and the dilemma and confusion created by the music policy followed by the state in society and in the music world is tried to be revealed with all its clarity. In the research, the press organs of the period, printed sources, and theses are mainly used.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of The Republic of Turkiye |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 29, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |