Birinci Dünya Savaşı sürecinde Osmanlı Devleti, mütekabiliyet esasına göre hasım kabul edilen devlet vatandaşları ve şirketlerine savaş hukuku çerçevesinde çeşitli yaptırımlar uygulamıştır. Hasım devlet tabiiyetine mensup kişilerin yurt dışına çıkışlarının ve iletişim olanaklarının kısıtlanması, borçlarının ve alacaklarının ötelenmesi, sokağa çıkma yasakları, sürgünler bu tedbirlerden bazılarıdır. Bu süreçte hasım devlet şirketlerinin de faaliyetleri kısıtlanmış veya faaliyetlerine son verilmiştir. Dolayısıyla savaşın başlamasıyla bir işletmenin hasım, müttefik veya tarafsız bir devlet tabiiyetine haiz olması büyük önem kazanmıştır. Bir de uluslararası yapıda, birden fazla tabiiyete sahip şirketler vardır. Nestlé bunlardan bir tanesiydi. Nestlé, İsviçre tabiiyetine haiz bir şirket gibi gözükmekle birlikte şirketin İngiltere bağlantıları, Osmanlı makamlarınca şirketin hasım devlet şirketi sınıfında kabul edilebileceği şeklinde yorumlanmıştır. Böylelikle Nestlé’nin tabiiyetinin tartışmaya açıldığı hukuki bir süreç başlamıştır.
Bu çalışmada Osmanlı arşiv kaynakları temel alınarak Nestlé’nin tabiiyetinin tartışmaya açılması, şirketin kendi tabiiyetini ispat etmeye yönelik ortaya koyduğu deliller ve Osmanlı makamlarının karşı delilleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Çift tabiiyete sahip olduğu düşünülen nadir örneklerden biri olarak Nestlé hakkında verilen kararın tespiti ve süreç boyunca Osmanlı hukuki ve siyasi makamlarının davranış biçiminin ve meseleye yaklaşımlarının tespiti bu çalışmanın birincil amacıdır.
During the First World War, the Ottoman Empire imposed various sanctions within the framework of the law of war on citizens and companies of the state that were considered enemies. Restricting the travel and communication abroad of people belonging to enemy state nationality, postponing their debts and receivables, curfews and exiles are some of these measures. In this process, the activities of enemy state companies were also restricted or terminated. Therefore, with the beginning of the war, it became very important for an enterprise to have the nationality of an enemy, ally or neutral state. There are also companies with an international structure that have more than one citizenship. Nestlé was one of them. Although Nestlé appears to be a Swiss company, the company's connections to England were interpreted by the Ottoman authorities as meaning that the company could be considered an enemy state company. Thus, a legal process began in which Nestlé's nationality was brought into question.
In this study, based on Ottoman archival sources, Nestlé's nationality was brought into question, the evidence put forward by the company to prove its own nationality, and the counter-evidence of the Ottoman authorities were comparatively examined. The primary purpose of this study is to determine the decision made about Nestlé, one of the rare examples thought to have dual nationality, and to determine the behavior of the Ottoman legal and political authorities throughout the process and their approach to the issue.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish History |
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | July 7, 2024 |
Acceptance Date | November 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |