The Ghaznavids and the Turkish Khanate became rivals with eyes set on the former lands of Samanids (874-1005) in Transoxiana and Khorasan. The Ghaznavids had followed a policy in favor of maintaining the territorial integrity of the Samanids starting from the period of Sebüktegin until the first years of the rule of Sultan Mahmud. By contrast, the sole purpose of the Turkish Khanate in western politics had been to destroy the Samanids and to gain complete dominance over their lands. In the end, the Samanid State was led to a collapse when İlig Nasr, who was in charge of the Western Turkish Khanate, entered Bukhara in 999 and captured the Samanid ruler Abdulmalik and other dynasty members. Meanwhile, in the second half of the 10th century, a group that broke away from the Oghuz Yabgu State settled in the city of Cend under the leadership of Selçuk Bey. Having converted to Islam, these Oghuz Turks soon became involved in internal events of the region where they settled. Upon the orders of his father, Arslan Yabgu b. Seljuk sided with the Samanids against the attacks of the Turkish Khanate and achieved great success. The Seljuk-Samanid relations began with Buğra Han Harun's capture of the city of Bukhara in 992. The Seljuks played an important role in repelling the first invasion of Bukhara by the Turkish Khanate. However, this period of intense relations coincided with the short-term rule of Abu İbrahim İsmail al-Muntasır, the last Samanid ruler, who managed to escape from the dungeons of the Turkish Khanate. The Seljuks provided military support to the Samanids in accordance with their own policies, and this situation continued until the death of Ismail al-Muntasır. This study tackles the Samanid-Seljuk relations between 992-1005.
Sâmânîlerin (874-1005) tarih sahnesinden çekilmesi ile birlikte bu devletin hâkimiyetinde bulunan Mâverâünnehir ve Horasan topraklarının paylaşılması meselesi Gazneliler ile Türk Hakanlığı’nı karşı karşıya getirdi. Gazneliler, Sebüktegin döneminden başlamak üzere Sultan Mahmud’un ilk iktidar yıllarına kadar Sâmânîlerin toprak bütünlüğünden yana bir siyaset takip ettiler. Buna karşın Türk Hakanlığı’nın batı siyasetinde yegâne amacı Sâmânîleri yok etmek ve onlardan boşalan topraklar üzerinde tam bir hâkimiyet sağlamak idi. Nihayetinde Batı Türk Hakanlığı sorumlusu İlig Nasr’ın 999 yılında Bûhârâ’ya girip Sâmânî hükümdarı II. Abdülmelik b. Nûh ve diğer hanedan üyelerini tutsak etmesi ile Sâmânîler Devleti tarih sahnesinden çekilmiş oldu. Bu arada X. yüzyılın ikinci yarısında Oğuz Yabgu Devleti’nden kopan bir kitle Selçuk Bey önderliğinde Cend şehrine gelip yerleşmişti. Kısa süre içerisinde İslâm dinini kabul eden bu Oğuz Türkleri çok geçmeden yerleştikleri bölgede dâhili hadiselere de karıştılar. Arslan Yabgu b. Selçuk Türk Hakanlığı’nın saldırıları karşısında babasının emri ile Sâmânîlerin tarafında yer aldı ve bunda da bir dereceye kadar önemli başarılar elde etti. Selçuklu-Sâmânî ilişkilerinin başlangıcı Buğra Han Harun’un 992 yılında Buhârâ şehrini ele geçirmesi ile başlamaktadır. Selçuklular Türk Hakanlığı’nın Buhârâ’yı ilk işgallerinin püskürtülmesinde önemli rol oynadılar. Ancak ilişkilerin yoğun olarak yaşandığı dönem Türk Hakanlığı zindanlarından kaçmayı başaran son Sâmânî hükümdarı Ebû İbrahim İsmail el-Muntasır’ın kısa süreli iktidar yıllarına tesadüf etmekteydi. Selçuklular kendi politikalarına uygun bir şekilde Sâmânîlere askeri destek sağladılar ve bu durum İsmail el-Muntasır’ın vefatına kadar devam etti. Bu çalışmada 992-1005 yılları arasında gerçekleşen Sâmânî-Selçuklu ilişkileri ele alınmıştır.
Selçuklular Sâmânîler Arslan Yabgu Ebû İbrahim İsmail el-Muntasır. Seljuks Samanids Bukhara
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 2 |
MUJOT publishes scientific studies such as research articles, review articles; historiographic studies, archival and monographic source publications, scholarly translation and transcriptions, bibliography and chronologies, book and thesis reviews, interviews and obituary studies along with announcements about related subjects about Turkic World particularly in the fields of language, culture, literature, history, folklore, geography and art.