Modernleşme süreci Osmanlı toplumuna askerî, tıbbî, mimarî, idarî, malî alanlarda bir dizi yenilikleri getirir. Sanayileşme de modernleşme sürecinde Batı’yı yakalamanın ve kalkınmanın önemli bir adımıdır. Bu sebeple 1840-1860 ve 1860-1876 yılları arasında çeşitli fabrikalar, mektepler, sergiler açılır ve sanayileşme yolunda başarı kazanılmaya çalışılır. Ancak bir hevesle başlanan bu girişimler olumsuz sonuçlanır ve bu uğurda istenilen başarı yakalanamaz. Çok geçmeden de Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa gibi sanayileşmiş devletlerin açık pazarı hâline gelir. Bundan sonra doğa; özlenen, hayal edilen ancak bir türlü geri dönülemeyen ütopya hâline dönüşür. Edebiyat metinleri de bu arada kalmışlık hâline kayıtsız kalamaz ve doğa-şehir kıyaslamalarına yer veren önemli metinler yazılır. Bu metinlere verilecek tipik örneklerden ikisi ise T. Abdi’nin Sergüzeşt-i Kalyopi ve Seyr-i Servinaz romanlarıdır. Bu romanlar 1290 (1873) gibi bir tarihte yani henüz Osmanlı’da sanayileşme adımlarının oturmadığı bir zamanda yazılmış olmalarına rağmen şehirden bıkma, doğaya özlem duyma konularında dikkat çekici yorumlara sahiptir. Aynı zamanda T. Abdi kahramanları Kalyopi ve Servinaz’ı şehirden uzaklaştırırken bu iki kadının yollarını ütopik adalardan, yerlerden ve ormanlardan geçirir. Bu sayede yazar eserlerine hem bir sergüzeşt havası katar hem de dönemin popüler anlatıları “robinsonad”lardan da etkilendiğini gösterir. Bu anlamda bahsedilen iki eser, ekotopya kavramının “henüz” ortada olmadığı bir dönemde “ekotopya”nın erken örnekleri sayılabilir. Aynı zamanda T. Abdi’nin iki romanına da başkarakter olarak kadınları seçmesi ve onları doğa ile bütünleştirmesi eserleri ekofeminist okumalara da elverişli hâle getirir. Bu sebeple makale, T. Abdi’nin Sergüzeşt-i Kalyopi ve Seyr-i Servinaz romanlarına odaklanacak ve bu metinleri şehirleşme, doğaya dönme/dönememe bağlamında değerlendirecektir.
The process of modernization in the Ottoman Empire has led to the onset of many novelties in the military, medical, architectural, administrative and financial areas. Industrialization also constitutes an important step for catching up with the West and development. As a result, various factories, schools, and exhibitions were established in the empire between 1840-1860 and 1860-1876. However, though launched with much enthusiasm, these initiatives mostly failed. The Ottoman Empire quickly became an open market for the industrialized states in Europe. Thereafter, nature turned into a utopic dream, which could never be realized. Literary texts did not remain distant to this in-between state of Ottoman society; important works were penned on the comparisons of nature and city. Two typical examples consist of T. Abdi’s novels Sergüzeşt-i Kalyopi ve Seyr-i Servinaz. Although these novels were written in 1290 (1873), at a time when the Ottoman industrialization was not yet completed, they manifest remarkable interpretations of tiredness with city life and longing for nature. In these accounts, while T. Abdi drives his heroes Kalyopi and Servinaz away from the city, their paths take these two women through utopian islands, places and forests. In this way, the author integrates an element of adventure to his works, while also demonstrating the influence of popular narratives of the time, the “robinsonades,” on his narrative. In this sense, the two novels can be regarded as early examples of “ecotopia” at a time when the concept of ecotopia did not “yet” exist. Moreover, T. Abdi's choice of women as the main characters in both of his novels and integrating them with nature makes his works suitable for ecofeminist readings. For this reason, this paper will focus on T. Abdi's novels, Sergüzeşt-i Kalyopi and Seyr-i Servinaz, and will assess these texts in the context of urbanization, returning/not returning to nature.
nature women city T. Abdi Sergüzeşt-i Kalyopi Seyr-i Servinaz
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 19, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 9 Issue: 2 |
MUJOT publishes scientific studies such as research articles, review articles; historiographic studies, archival and monographic source publications, scholarly translation and transcriptions, bibliography and chronologies, book and thesis reviews, interviews and obituary studies along with announcements about related subjects about Turkic World particularly in the fields of language, culture, literature, history, folklore, geography and art.