Türkiye’de yapılan düşünce tarihi incelemelerinde genelde “usûl”den ziyade “esas”ın, düşünürlerin “nasıl” düşündüklerinden ziyade “ne” düşündüklerinin
ele alındığı söylenebilir. Hâlbuki esas=ne, usûl=nasıl tarafından belirlenir; dolayısıyla düşünürlerin “nasıl” düşündükleri anlaşılamadan “ne”
düşündükleri tam anlaşılamaz. Burada düşünmenin “nasıl”lığından kasıt, çağımızda Karl Mannheim’ın öncülük ettiği bilgi sosyolojisi disiplininden mülhem sosyolojik düşünce tarihçiliğinden beklendiği gibi, düşüncelerin vücut bulduğu içtimaî ortamı aydınlatmanın, düşünüşe tesir eden âmilleri ortaya koymanın ötesinde “düşünce tarzları”nı ortaya koymaktır. Düşünce tarzları ise düşünme fiilinin sebep ile sonucu olarak fâil ile mefûlünü (düşünce) de katarsak on parametre tarafından belirlenir. Nazarî olarak âlim
bilen, malum bilinen, ilim ise âlim ile malum arasındaki nisbetin adı, dolayısıyla ilim, maluma ârız bir vasıftır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 14 Sayı: 51 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi