Medeniyetler esas olarak şehirlere dayanır. Araplar Kuzey Arabistan’da şehir medeniyeti ile tanışarak Mekke ve Medine’de önemli bir şehir medeniyeti geliştirdiler. Bu şehirleşmenin başlangıcı için Arapların arka planına gitmeliyiz. Ancak İslam’ın hâkim olduğu coğrafyada kadim bir şehirleşme tecrübesi vardı. Şehirleşme süreci İslami genişlemenin ilk yüzyıllarında sadece askeri ya da politik duruma bağlı değil, fakat aynı zamanda yeni İslam dinine de bağlıydı. İslam kökende ve esasta Yahudilik gibi bir şehir dinindir. Kur’an’ın ruhu temel olarak şehirli ve anti‐kabilevidir. Ayrıca İslam’ın beş şartının düzenli bir şekilde yerine getirilmesi göçebe değil, yerleşik bir hayatı gerektirir. Kısaca şehir inancın kalesi oldu.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 6 Issue: 23 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi