Türkiye’de üniversitelere başörtüsüyle girilemeyeceği yolundaki yasağın Anayasa Mahkemesi kararıyla getirildiği ve yasaların yürürlüğünü durdurma yetkisinin de Anayasada açıkça tanınmamış olmasına karşın Yüksek Mahkemenin yine yorum yoluyla kendisinde gördüğü yetkilerden olduğu düşünüldüğünde, ülkemizde yorum konusuna gösterilen ilgisizliği şaşırtıcı bulmamak imkansızdır. Bu çalışma ile söz konusu eksiklik Ronald Dworkin’in Anayasanın ahlaksal okunuşu kuramının irdelenmesi suretiyle belli ölçüde giderilmeye çalışılmıştır. Dworkin’in kuramında, Anayasada yer alan haklarla ilgili soyut hükümlerin siyasal adalet ve ahlaksallık açısından çağrıştırdığı ahlaksal ilkeler doğrultusunda yorumlanması önerilmektedir. Profesör Dworkin bu yorum biçimiyle bağlantılı olarak çoğunlukçu demokrasiyi değil, anayasal demokrasiyi savunmaktadır. Bir başka deyişle, bu yorum biçimi anayasal demokrasiyle iç içe geçmiş durumdadır; yazara göre demokrasilerde çoğunlukçu kurumlar demokratik koşullara uymadıklarında bunları daha iyi koruyan yöntemlere demokrasi adına itiraz edilemez. Anayasa yargısı ve hatta aktivist bir anayasa yargısı dahi anayasal demokrasilerde demokrasiye aykırı kurumlar olarak düşünülemez. Çalışmada Dworkin’in görüşü ülkemiz açısından ele alınarak değerlendirilmiş ve bu değerlendirme sonucunda, düşünürden farklı olarak pekişmiş bir demokrasinin olmadığı ülkelerde ve bu arada Türkiye’de güçlü ve aktivist bir anayasa yargısının siyaset yapımına sık sık müdahale ederek demokrasiye zarar verebileceği görüşü savunulmuştur. Anayasanın ahlaksal yorumunun ülkemizde kabul edilebilmesi için her şeyden önce mahkemelerin devlet söylemini esas alan amaç-temelli bir yorum biçimini değil, bireylerin hak ve özgürlüklerine öncelik veren hak-temelli bir yorum biçimini kabul etmeleri gerekmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 4 Issue: 15 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi