Balkan yarımadası, 15. yüzyıl sonunda bütünüyle Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyeti altına girerken, Batı Avrupa’da bir dizi devrimsel gelişmeler dönemi başlamıştı. Osmanlı merkezî hâkimiyetinin Balkanlarda yarattığı ‘sosyal devrim’ ve ‘millet sistemi’nin sağladığı olanaklar, Balkan halklarının refah düzeyinde büyük bir artışa yol açmıştır. Bu yüzden Balkan halklarından, 17. yüzyıl sonuna kadar, Osmanlı Devletine karşı önemli bir isyan hareketi meydana gelmemiştir. Çok uzun bir savaşım sonrasında kurulan Vestfalya Düzeni, Batı ve Orta Avrupa’da ‘millî devlet’ sistemini temel alırken; burjuva sınıfı, yeni dönemin en önemli aktörü olarak ortaya çıkmıştır. Burjuvazi, 14 Temmuz 1789’da Fransa’da eski rejimi devirerek, büyük ekonomik gücüne siyasal bir temel kazandırdığı yeni rejimi kurmuştur. Yeni rejim, siyasal meşruiyetini, Tanrısal kökenli olmaktan çıkararak, halka dayandırmıştır. Fransız İhtilalinin ortaya koyduğu, ‘millet egemenliği’, ‘millî irade’ kavramları ve ‘milliyetçilik’ ideolojisi, öncelikle Kıta Avrupa’sındaki dengeleri derinden sarsmıştır. Napolyon savaşları, söz konusu kavramları tüm Avrupa halkları arasında yaygınlaştırmıştır. Fransız İhtilalinin ortaya koyduğu kavramlar, Avusturya İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi çokuluslu siyasal yapılar üzerinde büyük etki doğurmuştur. Osmanlı öncesi dönemde, önemli merkezî siyasal yapılara sahip olmuş Balkan halkları, 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyıl başında, millet egemenliği ve millî irade kavramlarından hareketle, kendi ulus-devletlerini kurmak ve yaşam alanlarını yeniden tanımlamak mücadelesi vermişlerdir.
Balkanlar Fransız İhtilali millet egemenliği Osmanlı İmparatorluğu Avusturya İmparatorluğu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 3 Sayı: 12 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi