Toplumların karmaşık ve açıklamakta zorlandıkları değişim ve bunalım dönemlerinde tarihe başvurmaları olağandır. Günümüzde de, "tarihin sonu"nun ilan edilmesinden başlayarak dünyanın ve İnsanlığın yeni karşı karşıya olduğu derin ve kapsamlı değişim sürecini anlamlandırmak için sıkça tarihe ve tarihî birikimlerin sonucu oluşan kültürlere atıfta bulunulmaktadır. Her ne kadar günümüze ait olgular olarak görünseler de, küreselleşme ve bölgeselleşme süreçleri, dünya hâkimiyeti mücadeleleri, toplumlar arasındaki refah ve gelişmişlik farklarının kökenleri, -sanal veya gerçek- medeniyetler çatışması vb. bir dizi mesele tarihî analize başvurulmadan anlaşılamaz.
Peki, o halde tarih bize bu mânâda nasıl yol gösterebilir veya yardımcı olur? Bir başka ifadeyle tarihin "faydası" var mıdır, varsa nedir? Bu gibi soruların kestirme ve kolay cevapları olduğu gibi karmaşık ve zor cevapları da vardır. Tarihteki hadise ve olgularla görünüşteki benzerliklerden yola çıkarak "tekerrür" ler üzerinden tarihi yorumlamak, özellikle siyasî-ideolojik yaklaşımları ağır basanlar için çoğunlukla tercih edilir. Pozitivist eğilimli ve objektiflik peşinde koşan akademik tarihçiler için ise tekil ve özgül olanla ilgilenmek daha cazip olduğu gibi doğru olan tavırdır da aslında... Bu iki uç arasında çeşitli eğilimler kendini gösterir.
Tarih Anales Ekolü Resmi Tarih Modern Tarihçilik Milliyetçi Tarih Anlayışı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 2 Sayı: 7 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi