Devrimler, başka sosyal çatışma biçimlerinin aksine, özellikle modern bir olgudur. Eski imparatorluklardaki hanedanların yükselişi ve düşüşü, Yunan kent devletlerindeki
yönetim biçimlerinin birbirlerine dönüşümü, birer (sosyal) devrim örnekleri değil, siyasî şiddet örnekleriydi. Eski büyük uygarlıklar, isyanları, ayaklanmaları ve hanedan değişikliklerini tecrübe etmiştir. Fakat bunlar, modern devrimlerle benzerlikte çok az şeyi paylaşırlar. Ulus-devletlerin doğuşu öncesinde köklü dönüştürücü süreçler veya moral bir ideal olarak nitelenen toplumsal devrimlerin meydana gelmesi mümkün değildi. Modern çağa kadar, toplumların dokusunu kökten değiştirerek, bir toplumu yeniden yaratacak bir kurum mevcut değildi. Ancak ulus-devlet gerçeği bunu değiştirmişti. İlk kez Fransız Devrimi ile bu ölçekteki bir dönüşüm düşüncesi, artık tasarlanabilir bir program olmuştu. Nitekim devrim kavramının modern anlamı ile kullanıma yerleşmesi ancak 1789 Fransız Devrimi sonrasındadır. Devrimleri açıklamak için kullanılan başlıca devrim kuramları olarak, doğal devrim tarihi kuramı, Marksist kuram, sistem kuramı, modernleşme kuramı, oyuncu merkezli kuramlar ve yapısal kuram seçilerek,
eleştirel bir yaklaşımla değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 2 Sayı: 7 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi