Türkiye’de sekülerleşme teorisi ile ilgili iddia sahibi olanların önemli bir bölümü, derslerinde, akademik üretimlerinde, gazetelerin yorum sayfalarında, katıldıkları televizyon programlarında, davetli oldukları konferanslarda ve hatta sosyal medya hesaplarında ünlü din sosyoloğu Peter Berger’e atıfla sekülerleşme teorisinin çöktüğünü iddia etmektedir. Bahsi geçen bu kitle genellikle şu yaklaşımı benimsemektedir: “Daha önce sekülerleşme teorisini savunan Peter Berger artık fikrini değiştirmiştir, o nedenle
sekülerleşme tezi çökmüştür ve dolayısıyla Türkiye’deki dönüşüm sekülerleşme teorisi ile açıklanamaz.” Bu iddia Türkiye’de sıklıkla kullanılmasına rağmen, detaylara inilmediği için Berger’in hangi verilere dayanarak fikrini değiştirdiğini ve modernleştiği halde dindarlaşan hangi toplumlardan bahsettiğini anlamak mümkün görünmemektedir. Bu makalenin yazılmasının sebebi de Berger’in geniş bir kitle tarafından kabul edilen fikirlerini/iddialarını sekülerleşme teorisi bağlamında değerlendirmek ve hem Berger’in hem de “teori çöktü” iddiası için onu referans gösterenlerin yaptıkları açık yöntemsel sorunları tartışmaktır. O nedenle, bu çalışma sekülerleşme kavramını ve sekülerleşme teorisinin ne olduğunu kısaca açıkladıktan sonra, Berger’in teorideki ve yöntemdeki açmazlarını yine Berger’in en çok atıf alan eserlerindeki 10 iddiası üzerinden okuyucuya sunmaktadır. Çalışmanın ulaştığı 4 ana sonuç şunlardır: 1. Berger, iddialarını kanıtlarla desteklememektedir. Türkiye’de en çok atıf alan 4 temel yazısında, herhangi bir kanıt ya da veri ortaya koymamaktadır. 2. Berger’in Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Latin Amerika, Avrupa ülkeleri ve İsrail ile ilgili iddialarının kısa bir araştırma yapılınca yanlışlandığı görülmektedir. 3. Berger bir toplumun sekülerleşip sekülerleşmediğini, olması gerektiği gibi o toplumu kendi tarihi ile kıyaslayarak değil, başka toplumlarla kıyaslayarak ölçmeye çalışmaktadır. Böylece Berger, sekülerleşme tartışmalarının üzerine oturduğu temel yöntemlerden birini yok saymayı seçmiş görünmektedir. 4. Berger, ömrünün son dönemlerinde, sebebi bu çalışmanın sınırlarının ötesinde olan, akademiden uzak bir üslubu benimsemiştir. Ancak ne yazık ki onun akademik hassasiyetlerinin azalması, onuniddialarını sorgulamaksızın kabul eden geniş bir akademisyen kitlesinin oluşmasını engelleyememiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | December 7, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 16 Issue: Özel Sayı-1 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi