Çok partili hayatın tesis edilmesi ile canlanan politik alan, 1960 sonrasında ideolojik çeşitliliğin artmasına, kentleşme olgusunun yükselmesine bağlı olarak yeni partiler ile tanıştı. Bunlardan en dikkat çekeni, liderliğini Necmettin Erbakan’ın yaptığı İslâmcı Milli Görüş hareketiydi. Türk siyasetinde var olan güçlü merkezci refleksler karşısında kendisini sistem karşısında, üçüncü bir yol olarak tanımlayan Milli Görüş hareketi, doksanlı yıllara gelindiğinde geliştirdiği yeni söylemi ve uhdesine kattığı toplumsal odaklar sayesinde iktidar odaklarını ele geçirmeyi başardı. Refah Partisi ile ülke siyasetinde söz sahibi olan Milli Görüş hareketi, 28 Şubat askeri darbesinde aldığı yaranın etkisiyle önce zayıflama daha sonra parçalanma ile karşı kaşıya kaldı. Milli Görüş, her ne kadar siyasi olarak kendisini merkez ve onunla dirsek temasında olan partilerin karşısında konumlandırsa da söylem boyutunda ya da reel politik düzlemde sağ siyaset ile önemli benzerlikler göstermiştir. Bu bağlamda, çalışmada, merkez kavramı ve Türk sağını oluşturan milliyetçi ve muhafazakâr unsurlar ortaya konulduktan sonra, lider merkezlilik, demokrasi, din algısı, pragmatizm, parti mobilizasyonu, entelektüel söylem, devlet ve ekonomi anlayışı üzerinden Milli Görüş hareketinin özgünlüğü tartışılacaktır
Milli Görüş İslâmcılık Milliyetçilik Muhafazakârlık Sağ Siyaset
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 17 Sayı: 60 |
Muhafazakar Düşünce Dergisi