Türkiye, çok partili siyasi hayata geçtikten sonra askeri vesayetin ve bu vesayetten kaynaklanan bürokratik, siyasal ve kültürel vesayetin yoğun bir şekilde etkisi altına girmiştir. Ordunun, ülkenin asli kurucu gücü/iktidarı olarak kendini devlet ile özdeş görme eğilimi nedeniyle yaşanan bu durum; ülkenin ilk yüzyılında vatandaşlar için çeşitli travmalara neden olmuştur. 2000’li yıllarla birlikte ülkeyi yöneten sivil siyasetçilerin, vesayet odaklarına karşı sergilediği direniş ve mücadele halktan ciddi destek görmüştür. Bu durum toplumun sosyolojik kompozisyonunun, vesayet odaklarının istemedikleri yönde değiştiğini göstermiştir. Bu sayede özellikle 15 Temmuz 2016’da yaşanan askeri darbe girişiminden sonra; vesayet odaklarının geliştirdiği birçok vesayet mekanizması, sivil siyasetçiler tarafından halkın desteğiyle geriletilmiş/yok edilmiştir. Bu çalışmanın temel savı; güçlü devletçi “vesayetçi” geleneğin, 2000 sonrası dönemde sivil-demokratik yaşamın kurumsallaşmasıyla zayıflatıldığı; ancak bütünüyle yok etmenin pek mümkün olmadığı düşüncesiyle vesayet odaklarına karşı demokrasi ve sivil yönetim unsurlarının her zaman halk tarafından desteklenmesi gereğidir. Bu bağlamda çalışmada; devlet yönetiminde sivil siyasetin tek meşru güç olduğu ve bu güce karşı geliştirilen vesayetçi kurum ya da mekanizmalarla yürütülen mücadele süreci kapsamlı ve kronolojik bir şekilde ele alınmıştır. Metodolojik olarak nitel bir araştırma olan çalışmada; vesayetin çok partili siyasi hayat öncesi ve sonrası olmak üzere karşılaştırmalı tarihsel analizinin yapılması amaçlandığından betimsel ve tarihsel araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Siyasal Hayatı, Askeri Sosyoloji, Siyaset Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 19 Sayı: 65 - Yüzyıllık Muhasebe: İkinci Yüzyıla Girerken Türkiye Siyaseti |
Muhafazakar Düşünce Dergisi