Farklı kimliklerin tanınması ve kültürel farklara hoşgörülü bir biçimde yaklaşılmasını talep eden azınlık gruplarının varlığı, çok uluslu devletlerin birlikte yaşama problemine yönelik çeşitli politikalar geliştirmesine neden olmuştur. Belli ülkeler birlikte yaşamayı ve farklılıklara hoşgörü ile yaklaşmayı hedefleyen çokkültürcü politikalar geliştirirken Amerika gibi ülkeler devlet politikalarını çokkültürcü bir modele dayandırmak yerine farklılıkları kendi içerisinde eritip kendisine özgü tek bir kültür oluşturmaya çalışmıştır. Bu anlamda Amerika’nın çokkültürlü ancak çokkültürcü olmadığını söylemek mümkündür.
Bu makalede, 2007 Amerikan yapımı olan ve Thomas McCarthy'nin yönetmenliğini üstlendiği "The Visitor" filmi söylem analizi bağlamında değerlendirilecektir. Film, Walter Vale adlı Amerikalı profesörün, Suriyeli göçmen Tarek ve Senegalli kız arkadaşı Zainab ile tesadüfen karşılaşması sonucu gelişen olayları konu almaktadır. Ayrıca 11 Eylül saldırılarının ardından Amerikan halkının aldığı derin güvenlik önlemlerini ve karşılaştığı her farklı kimliği kendisinin radikal ötekisi olan terörist kimliği ile eşleştirişini ele alırken; bu saldırılar sonrasında ortaya çıkan farklı etnik grup ve farklı kültürler arasındaki pozitif etkileşimleri ve göçmenlik deneyimlerini de gözler önüne sermektedir. Sonuç olarak film, kültürel karşılaşmaların karmaşıklığını ve bu süreçte müziğin oynadığı rolü anlatarak, ayrılıkların ve farklılaşmaların birer zenginlik biçiminde hissedilmesi gerektiği mesajını okuyucuya iletmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology of Migration, Ethnicity and Multiculturalism |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 30, 2024 |
Submission Date | March 19, 2024 |
Acceptance Date | May 27, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
ISSN: 1309-6087, e-ISSN: 2459-0711
Mukaddime is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).