Doğası gereği kadın kavramı her dönemde en çok tartışılan kavramlardan birisi olmuştur. Kadının hassas yapıda bir kavram olmasının yanı sıra tarihsel süreç içerisinde yaşanmışlığı temsil ettiği görülmektedir. Bu yaşanmışlıkta nesilden nesle bir miras olarak aktarıldığı için üzerinde durulması gereken önemli konulardan birisidir. Bu çalışmada Antik Yunan döneminden, aydınlanma çağına ve modernizme kadar geçen süreçte kadın algısının incelenmesi ve bu dönemler içerisinde gelişen felsefi sistemlerin irdelenerek kadını nasıl konumlandırıldığının ve ne kadar etkilediğinin göz önüne serilmesi amaçlanmıştır. Antik Yunan kültüründe kadınlara cinsiyet ayrımı yapıldığı ve özellikle bu dönem içerisindeki düşünürlerin kadının görmezden gelindiği bir yaklaşımdan etkilendikleri görülmektedir. Ancak bu dönem içerisinde Platon, ilk kez kadın erkek eşitliğinden bahsetmesi yönüyle dikkat çekmektedir. Aydınlanma Çağı ile eşitlik, hoşgörü, akıl ve bilim gibi kavramların farklı toplumsal açıdan insanlara birçok şey vadettiği görülmektedir. Bu dönemin filozofları inşa etmiş oldukları yeni felsefi ve toplumsal düzen içerisinde kadına yer vermemiştir. Zaman geçtikte modernleşmenin de etkisiyle kadınların toplum içerisinde ve siyasi hayatta bir değere sahip oldukları ancak kadının tüketim toplumunun bir hedefi olarak gösterildiği saptanmıştır.
Çalışma sonucunda, yüzyıllar boyunca kadınların erkeklere göre toplumdaki yerinin sürekli değişim gösterdiği saptanmıştır. Kadının konumu içerisinde bulunduğu çağdan, toplumsal yapıdan ve kültürden etkilenmiştir. Her dönemde erkeğin yüceltildiği, kadınların ise daha pasif konumlandırıldığı görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Toplumsal Cinsiyet ve Siyaset |
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 2 |