İngiliz olmak, kendini Fransızlara rağmen, sıcak kanlı Akdenizlilere rağmen, ve de tutkulu, yaralı Rus ruhuna rağmen bilmektir. Tüm dünyayı dolaşırsın: senin dışındaki herkesin ne olduğunu öğrendiğinde, sen onların olmadığısın demektir. Bu anlamıyla kimlik daima, kendi olumlusunu sadece negatifin dar bakışıyla elde edebilen yapılanmış bir temsildir. Kendini inşa edebilmesi için, kimliğin ötekinin iğne deliğinden geçmesi gerekir. Oldukça aykırı bir zıtlıklar kümesi üretir. Dünyada böylesi bir varoluştan, dünyada İngiliz olmaktan, hem de eskiden olduğu gibi büyük harf “İ” ile söz ettiğimde, bu sadece tüm bir tarihe, tüm bir tarihler kümesine, tüm bir ekonomik ilişkiler kümesine, tüm bir kültürel söylemler kümesine dayanmamaktadır, aynı zamanda cinsel kimliğin belli biçimlerinde de pekala temellenmektedir. Halis bir “Englishman”in ne olduğu üzerine düşünmezsiniz -Yani, halis bir “Englishwoman”ın özgürlükleri falan gibisinden bir fikir hayal edebiliyor musunuz? Düşünülemez. Kullanılan bir deyim değildi. Hürdoğmuş bir İngiliz, şüphesiz hürdoğmuş bir İngiliz erkeğiydi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | In Memoriam |
Authors | |
Publication Date | July 12, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 38 Issue: 2 |