Kolonyal döneme kadar giden, ancak 1960’lı yıllarda yenilenen ayaklanma bastırma literatürü (counter-insurgency), temelde siyasal iktidarların yığınsal ayaklanmalarla açığa çıkan meşruiyet krizlerine yanıt vermek üzere kurgulanmıştır. Medyanın, ayaklanmacılara fikri desteği kırmak üzere yürütülen psikolojik savaş programlarında özel bir yeri bulunmaktadır. AKP Hükümeti, 2013 Haziranında patlak veren Gezi protestoları ve Fethullah Gülen Cemaatiyle olan stratejik ortaklığın fiilen bittiğini gösteren 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonlarından itibaren AKP medyasının merkezinde olduğu yeni bir psikolojik savaş başlatmıştır. Hükümetle Kürt özgürlük hareketinin temsilcileri arasında yürütülen Çözüm Sürecinin 7 Haziran 2015 seçimlerinde fiilen ortadan kalkması fiziki çatışmayı olduğu kadar, süre giden psikolojik savaşı da şiddetlendirmiştir. Bu koşullarda, toplumu derin şekilde kutuplaştırıcı siyasetiyle paralel şekilde Hükümetin kullandığı temel unsurlar, AKP medyası ve yine partinin eşgüdümündeki özel iletişim birimine bağlı, AK-trol olarak bilinen sosyal medya kullanıcıları olmuştur. Bu çalışmada, AKP ve doğal lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın psikolojik savaş çabaları, medya çerçevelemesi ve ayaklanma bastırma literatürü bağlamında çözümlenmektedir. Çalışmanın temel varsayımı, Türkiye’de son dönemde yaşanan krizin, AKP’nin psikolojik savaş siyasetiyle ortadan kaldırılamayacağı, “sıradan insanların” kamusal bilgiye erişiminin olağandışı ölçüde sınırlandırılmasına, Hükümet medyasının savaş kışkırtıcılığının da olağandışı artmasına rağmen bütün Devlet aygıtı kullanılsa bile günümüz koşullarında aktif rıza üretmenin kolaylaşmadığıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makale /Articles |
Authors | |
Publication Date | December 19, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 39 Issue: 4 |